Kökleri 7000 yıllık bir medeniyete dayanan ve meşhur Nil Nehri Deltası'nda kurulmuş olan Mısır Medeniyeti Antik Çağ'ın en büyük uygarlıklarından biri olarak bilinmektedir. Kurucusu Tiu olmakla beraber bu medeniyete dair bulunan en eski bilgiler milattan önce 6000 yıllarına kadar dayanmaktadır. Coğrafi konumu gereği binlece yıl boyunca dış etkilere kapalı kalan medeniyet giderek Nil Nehri etrafında büyüyüp güçlenerek matematikten astronomiye, yazı sisteminden mimariye kadar bir çok farklı alanda kendini geliştirmeyi başarabilmiştir. Roma İmparatorluğu'nun bölgeyi işgal etmesiyle başlayan süreçten sonra ise Mısır birden fazla ülkenin kontrolü altına girmek zorunda kalmıştır. Bunlardan bazıları Memlükler, Osmanlılar ve İngilizlerdir. Yüzyıllar önce kaybettiği bağımsızlığını 1922 yılında yeniden kazanan Mısır, 1953 yılında Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile Mısır Arap Cumhuriyeti olarak tarihe geçmiştir. Firavunlar döneminden Memlüklere, Osmanlılardan Napolyon Fransası'na kadar bir çok farklı medeniyetin ve kültürün etkisi altında kalan bölge çoğunlukla müslüman bi nüfusa sahiptir. Tüm bunların yanı sıra ise özellikle piramitleri ile her yıl Yurt Dışı Turları'na çıkan milyonlarca turistin ilgi odağı olmayı başarabilmiş bir bölgedir. O halde şu meşhur piramitleri gelin yakından tanıyalım!
Dünya'nın 7 harikasından biri olan ve bu anlamda günümüze kadar gelebilmeyi başarabilmiş tek eser olan Keops Piramidi, meşhur Gize Piramitleri'nin göz bebeğidir. Bir çok arkeoloğun, bilim insanının ve tarihçinin bulgu ve hesaplamalarına göre Keops Piramidi aynı zamanda dünyanın merkezi noktasını oluşturmaktadır. Eldeki bulgulara göre milattan önce 2589-2566 yılları arasında inşası tamamlanan piramidin yapım aşamasında 2.300.000 adet taş blok kullanılmış ve bu taş blokların her birinin tonlarca ağırlıkta olduğu tespit edilmiştir. Toplam ağırlığı 6 milyon ton olan ve 140 metre yüksekliğe sahip olan piramidin açıları ise Nil Nehri'nin deltasını iki eşit parçaya bölmektedir. Üstelik bu piramidin bir diğer önemli özelliği de taban çevresinin yüksekliğinin iki katına bölünmesinin Pi Sayısı'nı veriyor olmasıdır. Piramit aynı zamanda dev bir güneş saati olarak da bilinmektedir. Ekim ortası ve Mart başı arasında düşürdüğü gölgeler yılın uzunluğunu ve mevsimleri göstermektedir. Piramidi çeviren taş levhaların uzunluğu bir günün gölge uzunluğuna eş değerdir.
Piramitlerin tam ortasında yer alan ve orjinal yüksekliği 143.51 metre olan Kefren Piramidi, tıpkı büyük piramit gibi pusulanın temel yönlerine oturtulmuş olsa da aynı tutarlığı gösterememekle birlikte yaklaşık 6 dakika kadar sapma yapmaktadır. 53.13 derecelik bir eğim açısıyla ve aynı yükseklik oranına sadık kalınarak yapıldığı belirlenen piramit Pisagor'un ünlü 3:4:5 üçgenine uyumlu olarak inşa edilmiştir. Bütün piramitlerin girişi kuzey yönüne bakmaktadır ve Kefren Piramidi'nin içerisinde iki koridor bulunmaktadır. Biri kazılar sonucunda, diğeri ise yaklaşık 15 metreyle diğer koridorun tam üzerinde bulunmuş olan koridorlar, piramidin yan tarafında yer almaktadır. Piramidin batı tarafında ise morg tapınağından vadi tapınağına inen bir geçit olduğu bilinmektedir. Hala sütünları ve duvarları ayakta olan geçidin yakınında ise Mısır Turları'nın vazgeçilmez noktalarından biri olan Sfenks adlı yapı bulunmaktadır. Bu yapının Kefren'i temsil ettiği söylenmektedir. Sfenks'e yakından bakıldığında yapı olarak yağmur tarafından oluşmuş bir aşınma görebilmek mümkündür. Bu da bizlere Mısır'ın o dönemdeki ikliminin oldukça nemli olduğu bilgisini vermektedir. Garip bir şekilde diğer üç piramitte rastlanmayan bu aşınma durumu yalnızca Sfenks'te bulunduğundan, Sfenks adlı yapının daha önceki yıllarda yapıldığı düşünülürse piramitlerden çok daha önce kullanılmış bir gözlem aracı olduğu bilgisine de ulaşılabilir.
Keops ve Kefren piramitlerinden sonra üçüncü büyük ve oldukça ihtişamlı olan Mikerinos Piramidi'nin yüksekliği ise 66 metredir. Şuan sadece 62 metresi ile ayakta kalan piramidin tabanı ise 105 metre, eğimi 51 derecedir. Diğer iki piramidin güneybatısında yer alan piramidin araştırmalara göre milattan önce 26. yüzyıl civarında tamamlandığı bilinmektedir. Granit ve kireç taşı kullanılarak inşa edilen piramit Kefren Piramidi'nden daha küçüktür çünkü piramidin sahibi olan Menkaure babasına saygısızlık etmemek adına daha büyük bir piramit inşa etmemiştir. Piramidin odaları kokulu dekoratif malzemeler ve oyma taş panellerden oluşmakla birlikte ilk defa 1837 yılında kazılmıştır. Firavun Menkaure'nin ani ölümü sebebi ile bir parçası kapatılamayan piramit bu yönüyle de oldukça ilgi çekici olmuştur. Define odasına gelmeden hemen önce bir oda bulunmaktadır ve bu odanın içerisinde firavuna ait kişisel eşyalar, bronz aynalar, av malzemeleri ve yiyecekler bulunmaktadır. Piramidin giriş kısmındaki duvarlarda ise firavunun ölüm tarihi yazılıdır. Duvarlarda bulunan taşların bazılarının alınıp ölçüm yapılması sonucunda piramidin yaklaşık 220 ton olduğu bilgisine ulaşılmıştır.
Ve son olarak Giza Piramitleri'nin binlerce yıllık bekçisi olarak adlandırılan, insan başlı aslan bedenli bir yapı olan Sfenks, Kahire Turları'nın en çok ilgi gören yapılarından bir tanesidir. Tarih boyunca defalarca kez kumlar altında kalan Sfenks, en az diğer piramitler kadar gizemli ve merak uyandıran bir Antik Mısır yapısıdır. Bir zamanlar iki ayağının altında bulunan galerilere ve tünellere erişimin olduğu yapının altından artık geçiş bulunmadığı bilinmektedir. 1816-1818 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları sonucunda bedeninin büyük bir bölümü kumlar altından çıkarılan bu gizemli yapı, 7.3 metre uzunluğunda ve 19.8 metre yüksekliğindedir. Üzerinde bulunan aslan sembolü ise eski uygarlıklara ait mitolojilerde ve çoğunlukla geleneklerde güç ve cesareti temsil etmektedir. Aynı zamanda aslan sembolü Sfenks'in hemen hemen her yerinde güneş sembolü ile birlikte kullanılmıştır. Bu semboller Mısır kültüründe önemli bir yer tutmaktadır.