Gerek dünya kültürü, gerek medeniyet, gerek ise siyasi tarihte kendine has bir yapıya sahip olan ülke, aynı zamanda dünyanın en gözde balayı bölgelerinden biri sayıldığından buraya “ Aşıklar Şehri “ desem yanılmış olmam.. Unesco tarafından kültür mirası listesine alınan bir çok yapısıyla da ilgileri üzerine çeken Fransa, aynı zamanda sanat, edebiyat ve mimari alanında da kendinden oldukça fazla ses ettirmiş bir ülke.. Sayamayacağım kadar muazzam güzellikteki bir çok tarihi yapıyı kalbinde barındırıyor olması ise ülkenin en güzel yanı.. Attığınız her adımda sizi hayretlere düşürecek kadar muazzam işçilikler görmek mümkün.. İşte tüm bunlar nedeniyle bir an evvel tası tarağı toplayıp gidip Fransa’yı görmeli..
Az önce de bahsettiğim gibi Fransa sokaklarında kendinizi kaybetmeniz için bir çok sebep olduğunu düşünüyorum.. Hatta öyle büyülü bir kent ki, dönerken ayaklarınızın geri geri gideceğinden bile eminim.. Peki neymiş bu sebepler, gelin hep birlikte öğrenelim..
1. Beni en çok etkileyen şey tabi ki şehrin her yerini süsleyen gotik mimari yapıları! Özellikle benim gibi tarihe ve mimariye düşkünseniz göreceğiniz güzellikler karşısında büyüleneceğinize eminim!
2. Dünyanın en çok ilgi gören sanat müzesi olan Louvre Müzesi’ni ziyaret edebileceksiniz! İçerisinde 380.000 adet tarihi değeri barındıran bu müze aynı zamanda Mona Lisa’nın da saklandığı yer..
3. Dünyanın en ünlü eğlence merkezi olan Disneyland’ı gezebilir, doyasıya eğlenebilirsiniz!
4. Yine muhteşem bir yapı olan Versay Sarayı’da Fransa’da bulunuyor! Bahsettiğim gibi burası tam bir mimari eserler şehri!
5. Fotoğraflarını görüp manzarasına hayran kaldığımız Eyfel Kulesi’nde muazzam fotoğraf çekebilirsiniz! Biraz sabredip kulenin en tepesine çıkarak Fransa’yı hiç görmediğiniz bir açıdan seyretme fırsatı bulabilirsiniz..
6. Rengarenk makaronların cenneti burası! Her ne kadar bizim ülkemizde de satılıyor olsa da ana vatanında yemenin tadı başka.. Hele ki ünlü Fransız pastanelerinin o kendine has havası eşliğinde, Fransız sokaklarını seyrederken yemenin tadı bambaşka..
7. Nehir kenarlarında manzaraya karşı oturup Fransanın havasına, suyuna, taşına toprağına doyabilirsiniz..
8. Hepimizin aklında yer etmiş meşhur Fransız Şarabı’na ne demeli peki ? Sırf bunun için bile gitmeye değer!
9. Picasso ve Van Gogh gibi ünlü ressamların yaşadığı sokaklarda gününüzü gün edebilir, tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz..
10. Ve son olarak meşhur kuruvasanlardan söz etmeden olur mu? Şahsen ben bir Fransız kafesinde çikolatalı kuruvasanımı yiyip sıcak çayımı yudumlamak için bile yollara düşebilirim!
Şehri baştan sona incelediğinizde göreceksiniz ki her yanı ayrı bir güzelliğe kucak açmış.. Bu zamana kadar Fransa turuna çıkıp bir yerini beğenmeyeni görmedim, ama o güzelliklere bayılanları çok gördüm! Benim de bayıldığım birkaç yer var, onları sizlerle paylaşmak istedim.. Hadi gelin benimle..
1. Strazburg
Herkesin genelde ilk tercihi Eyfel Kulesi olsa da ben bu hakkımı Strazburg tarafından kullanacağım. Çünkü ben bu tarihi şehri seyretmeye doyamadım! Fransız kültürü ve Alman kültürünü bir arada görebileceğiniz tarihi kentin çevresinde bir çok önemli yapı da bulunuyor.. Astronomik Saat, Aziz Paul Kilisesi ve Rohan Sarayı ise bunlardan başlıcaları..
2. Biarritz
Benim gibi yaz çocuklarının bayılacağı bir yer daha! Masmavi plajları, üçgen çatılarıyla meşhur evleri, gözalıcı şatoları ile şehrin en güzel bölgelerinden biri olan Biarritz aynı zamanda “ Kum ve deniz cenneti “ olarak da bilinen bir yer.. Bölgeyi meşhur eden en önemli özelliklerinden biri ise muhteşem denizinde yapılan dalga sörfleri..
3. Monaco
Dünya’nın ikinci en küçük ülkesi olan bu bölgenin çiçekli bahçeleri bile gezip görmek için yeterli bir sebep.. Ayrıca birbirinden özel ve ilginç koleksiyonlara sahip müzeleri, etkileyici tarihi yapıtları ve 3.350 metre uzunluğundaki sahiliyle baştan sona büyüleyici..
4. Bordeaux
Gelelim Keltlerin şehri olarak bilinen Bordeaux’a.. Milattan önce 300’lü yıllarda ilk olarak Keltler ile birlikte ilk yerleşimini yaşayan kent zamanla Burdigala olarak anılmaya başlamış ve bu da “ Keltlerin Şehri “ anlamına geliyormuş.. Özellikle “Miroir d’eau “ isimli mimari yapıyla tüm ilgileri üzerine toplayan bölge mutlaka görülmeye değer.. Ayrıca buraya kadar gelmişken Pey Berland Kulesi’ni ve Bordeaux Katedrali’ni de ziyaret etmeyi unutmayın..
5.Paris
Tabi ki Paris’i es geçmek olmazdı.. Orta Çağ ve Roma dönemine özgü eserleriyle tam bir tarih kokan kentte görülecek bir çok şey var.. Eyfel Kulesi başta olmak üzere Notre Dame Katedrali, Pantheon ve Louvre Müzesi kesinlikle ziyaret edilmeli.. Şimdiden iyi yolculuklar, bu her yanı buram buram tarih ve sanat kokan ülkenin sokaklarını gezerken bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın!
Fransa’ya seyahat etmek için İstanbul ve Ankara üzerinden direk veya aktarmalı şekilde uçuşlar bulabilmeniz mümkün. Yani bu tarihi ve mimarisiyle göz dolduran ülkeye ulaşmak aslında hiç zor değil.. Fakat ne zaman gideceğiniz yapacağınız aktiviteler açısından oldukça önemli. Eğer Alp dağlarının eteklerinde kayak keyfi yapmak istiyorsanız Ocak ve Şubat ayları en uygun aylar olacaktır. Yaz seyahatine çıkmak isteyenler için ise Mayıs – Ekim ayları arasında seyahat etmek oldukça keyifli olabilir.