Görkemli mimarisi ve heybetiyle kentin tepeden izlemenin en iyi yollarından biridir Galata’ya çıkmak. Bizans Dönemi’nde 528 yılında inşa edilen kule, tamamen ahşap kullanılarak bir fener kulesi olarak yapılmış. Latin istilası sırasında yıkılan kule, 1204 yılında Cenevizliler tarafından yığma taş kullanılarak tekrar inşa edilmiş. 70 metre uzunluğunda olan Galata Kulesi’nin eski zamanlarda gözlem amacıyla kullanılan terası günümüzde seyir amaçlı kullanılmaya devam ediyor. İstanbul’a gelen her turistin kesinlikle görmesi gereken görkemli yapıyla ilgili yaygın efsaneleri de ziyarete gitmeden mutlaka okuyun. Bunlardan biri de Galata’ya ilk kiminle çıkarsanız onunla evleneceğiniz inanışıdır. Garip değil mi?
Dört bin dükkana ev sahipliği yapan Kapalıçarşı, tüm dünyanın en fazla ziyaret edilen alanlarının başında gelir. Bizans Dönemi’nden kalan Cevahir Bedesteninden ilham alan Fatih Sultan Mehmet’in yapımını başlattığı bedesten Kapalıçarşı’nın kuruluşunu başlatır. Ardından asıl büyük çarşı Kanuni Sultan Süleyman zamanında tamamen ahşap olarak inşa ettirilmiştir. Kapalıçarşı günümüzde çok sayıda esnafın iş yaptığı, kuyumcuların, antika dükkanlarının bulunduğu büyük bir yapı olarak işlevini sürdürür. Ayrıca hazır gitmişken Kapalıçarşı’nın yakınlarında yer alan Mısır Çarşı’sını gezmeyi de ihmal etmeyin. Farklı çeşitlerde baharatlar, kuru yemişler ve daha pek çok alternatif bulabilirsiniz Mısır Çarşısı’nda.
Fatih’in İstanbul’u fethinden sonra yaptırdığı Topkapı sarayı, devletin yönetim ve eğitim merkezi olmuştur. 3 Nisan 1924’te müzeye dönüştürülen saray Osmanlı Mimarisi’nden önemli izler taşır. Sarayın mimari yapısında özellikle İslam Mimarisi’nde sıklıkla gördüğümüz avlu yapısını görürüz. Girişinde yer alan avlu halka açıkken iç avluları mahremiyet açısından gerek sınır bitkileri gerekse avlu duvarlarıyla oluşturulmuştur. Pazartesi ve resmi tatil günleri dışında müzeyi her gün ziyaret edebilirsiniz.
Blue Mosque yani Mavi Cami olarak da bilinen Sultan Ahmet Cami, Tarihi Yarımada’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunur. Sedefkâr Mehmet Ağa’nın tasarladığı ve inşa ettiği cami, I. Ahmet tarafından devlet bütçesinden ayrı ödenekle inşa ettirilen ilk camidir. 1609 yılında yapımına başlanan cami 1616 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı sınırları içerisinde yer alan tek altı minareli cami olma özelliğini taşıyan Sultan Ahmet Cami, İstanbul’un en ilgi çekici noktalarından biridir.
I. Jüstinyen tarafından 542'de yaptırılan Yerebatan Sarnıcı, Bazilika Sarnıcı ya da Yerebatan Sarayı gibi isimlerle de bilinir. Bünyesinde 9 metrelik yükseklikleriyle 336 sütün ve 2 Medusa heykeli barındıran sarnıç, bazı Hollywood filmine de ev sahipliği yapmıştır. Hatta bunlardan biri de Dan Brown’un yazdığı Cehennem adlı kitabın uyarlaması olan filmdir. Tarihi Yarımada’da bulunan Yerebatan Sarnıcı, haftanın her günü ziyarete açıktır.
Artemis Tapınağı’nın üzerine inşa edildiği düşünülen dini yapının en ilginç özelliği hiç kuşkusuz yapıldığı dönemden bu yana başına gelen pek çok felakete rağmen ayakta duruyor olmasıdır. Tarih boyunca defalarca inşa edilmesine rağmen 1000 yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali olarak kullanılmış, İstanbul’un fethinden sonra ise cami olmuştur. Cumhuriyet Dönemi’nde müze olmasına karar verilen Ayasofya, günümüzde hem Osmanlı tarihi açısından hem de dinler tarihi açısından önemli bir yapıdır.
Beşiktaş ve Kabataş semtleri arasında bulunan Dolmabahçe Sarayı, Üsküdar semtinin tam karşısında yer alır. Görkemli saraylardan olan Dolmabahçe’nin iç dekorasyonu da Fransa ve İtalya’dan gelen avize ve kristallerle dizayn edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerini yaşayan Dolmabahçe, Sultan Abdülmecit’in emriyle yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı Mimarisi, Barok ve Neo-Klasik gibi tarzlarla entegre edilerek hem otantik hem de batılı stilde yeni bir tarz yakalanmıştır. Dolmabahçe Sarayı aynı zamanda ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de yatak odasını ve hayata gözlerini yumduğu yeri içerisinde bulunduruyor. Sahip olduğu tarihi katmanlardan dolayı Dolmabahçe oldukça önemli bir sarayımız haline geliyor.
İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden biri de Taksim Meydan’dır. Cumhuriyet Anıtı’nı içerisine alan Taksim Meydan, turistlerin uğrak noktalarından biridir. Yaya trafiğine kapalı olan İstiklal Caddesi’nde sefer yapan nostaljik tramvaya binebilir, cadde üzerinde Barok tarzda inşa edilmiş pek çok binayı görebilirsiniz. Taksim’i dolaşırken ara sokaklarında kaybolmayı, Çukurcuma’da bulunan atölyelerde ustalarla iki kelam etmeyi, Cihangir’e doğru yürümeyi ve Suriye Pasajı’na uğramayı ihmal etmeyin!