M. S. 395 yılında Bizans hakimiyetine giren Halikarnas yaklaşık beş yıl sonra Hristiyanlığı resmi din olarak kabul eder ve bölge Afrodisias Metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi haline gelir. 205 yıl sonra yani 600’de ise Türklerin eline geçer.
1960 yılından günümüze kadar Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan Bodrum Kalesi, M. S. 1402 – M. S. 1522 yılları arasında St. Jean Şövalyeleri tarafından Aziz Peter Kalesi ismi ile yaptırılmıştır. Giderek güçlenen Osmanlı Devleti’ne karşı şövalyelerin ana karalarının daha güvenli hale getirmek istemesi sonucu yapımına karar verilmiştir. 1523 yılında yapılan Rodos kuşatması sonrasında Osmanlı himayesine giren Bodrum Kalesi’ne bir minare eklenmiş ve eski önemini koruyamamıştır. Askeri üs ve hapishane olarak kullanılmıştır. İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, Yılanlı Kule ve İngiliz Kulesi olmak üzere beş kule ve sonradan eklenen bir minareden oluşan Bodrum Kalesi’nin minaresi 1. Dünya Savaşı sırasında ciddi hasar görmüştür.
Cumhuriyet Dönemi ile birlikte Bodrum gelişmeye ve liman kenti olmasının yanı sıra turistik yönü ile de adından söz ettirmeye başlar.
Bodrum’un tarihi konusunda kafamızda oluşan bu bilgilerle birlikte biraz da turistik yönünden bahsedelim. Bodrum’un en güzel bölgelerinden olan Ortakent’te bulunan halk plajı, Yahşi Plajı olarak da bilinir. Erken Rezervasyon Otelleri ile bölgede uygun fiyata konaklamanız mümkün. Pırıl pırıl bir denize sahip mavi bayraklı Yahşi Plajı’nda mandalina kokuları eşliğinde güneşlenmenin keyfini sürebilirsiniz. Plaj ince kum ve yer yer çok küçük çakıl taşlarından oluşuyor. Denizinin yavaş yavaş derinleşmesinden dolayı özellikle yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için oldukça güvenli bir plajdır. Yahşi Plajı belediye tarafından işletildiği için girişleri de ücretsiz. Ortakent Otellerinden herhangi birinden Yahşi Plajına ya da bölgedeki diğer plajlara ulaşım da oldukça kolay!
Bodrum’un sevilen bölgesi Bitez’de yer alan Bitez Plajı, bölgedeki en popüler plajlardandır. Yaz aylarında çok kalabalık olmasından dolayı özellikle bu aylarda plaj kirlenebiliyor. Tatil sezonlarında sıkışık olmasına rağmen yılın diğer zamanlarında rahat ve eğlenceli bir plajdır. İnce bir kum yapısına sahip plajda, turunçgil bahçelerinden gelen kokuyla birlikte güneşin ve denizin tadını çıkaran tatil severler aynı zamanda plaja ücretsiz girebiliyor. Halk plajı olan Bitez Plajında şirin kahvaltıcılar, publar, gece kulüpleri gibi eğlence mekânları da bulunuyor. Bodrum’un diğer plajlarından farklı olarak Bitez plajında uzun bir yürüyüş parkuru da mevcut.
Tarihi yerinde öğrenmek isteyenler, doğa severler ve trekking gibi aktivitelerden hoşlanan herkese hitap eden bir yer Pedasa Antik Kenti. Bodrumun iç kısımlarında bulunan antik kent; Athena Tapınağı, kale, sur duvarları ve kubbeli mezarlar gibi pek çok tarihi unsur içerir. Geniş bir teritoryuma sahip plan antik kentin kazıları geçtiğimiz yıl mayıs ayında yeniden başladı. Legeg yerleşim yerlerinin gün yüzüne çıkarılması için oldukça önem arz eden bu kazılar eylül ayına kadar sürdü. Legegler harç ve kireç kullanmadan yaptıkları mimari eserlerle ün kazanmışlardır. Tarihe çok iyi taş ustaları ve savaşçı olarak geçen Lelegler, Pedasa’yı da temelinde hiçbir bağlayıcı madde bulunmaksızın yapmışlardır. Bodrum’da kültür turizmini popülerleştiren Pedasa Antik Kenti yakınlarında her yıl mayıs ayının ilk haftası, Uluslararası Pedasa Festivali gerçekleştirilir. Üç gün süren festivalde halk oyunları gösterileri, kuyudan çengel ile kova çıkarma, eşek binme, kütük kesme gibi yarışmalar ile doğa yürüyüş ve canlı müzik performansları gerçekleştiriliyor.
Bodrum pek çok kişinin tatil seçenekleri arasında ilk üçte yer alıyor. Deniz, kum, güneş üçlüsünün tadını çıkarmak, rengarenk sokaklarında cumbalı evler arasında gezinmek, yeşilliklerin arasından temiz bir nefes almak, doyasıya eğlenmek ve coşmak için kuşkusuz harika bir tatil beldesi Bodrum. Bodrum Otelleri'nden kolayca rezervasyon yapıp bu harika beldenin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca sizin için hazırladığımız Türkiye'nin en geniş Bodrum Gezi Rehberi'nden de faydalanabilirsiniz. Şimdi yazımızın devamında; derin, zengin ve çok katmanlı yaşanmışlıkları bize fısıldayan, tarihin çuvalında şöyle bir dolaşmamıza imkan veren, geçmiş ve gelecek arasındaki köprüde durduğumuzu hatırlatan, az biraz sergüzeşt az biraz ılımlı bir Bodrum var. Hazırsanız başlayalım..
Bu sorunun pek çok cevabı var aslında. Bundandır ki, Bodrum için cevaplardan önemli olan bir konu varsa o da sorulardır. Bodrum; bünyesinde pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, milat öncesi dönemlerden bu yana varlığını sürdüren ve Halikarnas olarak anılan bir bölgedir. Halikarnaslı Heredot, biz onu tarihin babası sıfatıyla da tanırız, M. Ö. 5. yüzyılda bu topraklarda doğmuştur. Karyalılar, Dorlar, Lidyalılar, Persler, Roma ve Osmanlı devletlerinden sonra Türkiye topraklarına katılan Bodrum’un yakın tarihine odaklanalım şimdi de. Cumhuriyet Döneminde 1923 yılında yapılan mübadelede Bodrum ve çevresinde yaşayan yaklaşık beş bin Rum Girit’e, Girit’te yaşayan Türkler ise Bodrum’a yerleştirildi. Mübadele ile gelen değişimle birlikte Bodrum’un kaderi de değişti. O zamana kadar deniz taşımacılığı dışındaki potansiyeli keşfedilmemiş olan ilçede özellikle 1950’li yıllardan sonra sosyal ve ekonomik değişimler yaşandı. Bodrum’un Halikarnas Balıkçısı ile başlayan turizm etkinlikleri Zeki Müren’in Bodrum’a yerleşmesiyle iyice arttı. Bütün bu olaylardan sonra 1980’li yıllardan bu yana Bodrum beldesi altın çağını yaşıyor. Bölgeye yatırım yapılması ve dikkatleri üzerine çekmesiyle çok hızlı sürede popülariteye kavuşan Bodrum, gün geçtikçe daha da güzelleşen yerlerden. Tarihi ve sosyal yönü böylesine kümülatif olan bir ilçeyi anlamak için nerelere gidebiliriz, nasıl keşfedebiliriz? Şimdi ona bakalım..
Bodrum’daki en eski yapıtlar bu dönemden günümüze ulaşmıştır. Kalkolitik Çağ ve Eski Tunç Çağı’na ait olduğu düşünülen Peynir Çiçeği Mağarası, Bodrum Gündoğan’da bulunur. Arkeologların tahminlerine göre en az 4000 yıllık bir geçmişe sahip olan mağara, Bodrum’un kültürel ve tarihi anlamda ne kadar zengin bir ilçe olduğunu kanıtlar niteliktedir. Bu zaman aralığı içerisinde elimizde çok veri olmadığı için neler olduğunu net bir şekilde bilmiyoruz fakat M. Ö. 1100 yılında olan ve Heredot’un daha sonraları söyleyeceği, Dorlar’ın buraya göç ettiği olayını biliyoruz.
Bu tarihte Heredot, Halikarnos’ta doğmuştur. Tarihe tarihin babası olarak geçer.
Bodrum’da geçmişten kalan tarihi miras yapıtlarından Halikarnassos Şehir Surları ve Myndos Kapısıdır. Karya Satrabı Maussolos tarafından inşa ettirilen tarihi kapı, kenti savunma amaçlı yapılmıştır. Antik kaynaklarda bulunan bilgilere göre, Makedonya Kralı Büyük İskender ordusu ile Myndos Kapısı’na dayanır. Perslere karşı büyük bir zafer kazanan Büyük İskender, aynı başarıyı Halikarnos’ta da sağlamak ister fakat işler beklediği gibi gitmez. Halikarnos’ta yaşayan Karyalılar, kentlerini korumak için yanan oklar ve mancınıklarla fırlatılan taş gülleleri orduya fırlatır. Myndos Kapısı’nın önünde yer alan hendekler, bu sırada içlerine düşen askerlere mezar olur ve Büyük İskender’in bu yenilgisi tarihe geçer. Aynı zamanda bölgede Helenistik ve Roma Dönemleri’nden günümüze kalan pek çok anıt mezar da bulunur.
Yunan ve Mısır mimari yapısını bir potada eriten ve Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Halikarnas Mozalesi’nin inşaatı bu yılda bitirilir. Dünya lugatına mozale yani anıt mezar kelimesini kazandıran Halikarnas Mozolesi’ni, Kral Mausolos kız kardeşi ve eşi olan Artemisia ve kendisi için yaptırmıştır fakat yapımı bitmeden ölmüştür. Cevat Şakir Kabaağaçlı bu muhteşem mimari eserden ilham alarak Halikarnas Balıkçısı mahlasıyla tüm dünyaya Bodrum’u tanıtmıştır.
Roma İmparatorluğu’nun himayesine M. Ö. 129 yılında geçmiş olan Halikarnas’ta M. Ö. 48 yılında Mars Tapınağı yaptırılır. Savaş Tanrısı Mars’ın, bir başka adı da Ares, farklı malzemeler ve teknikler kullanılarak yapılmış olan devasa heykeli şehre hakim tepelerin birinin üzerine yapılmıştı. Günümüzde heykelden geriye bir şey kalmamasına rağmen tapınağın terası hala varlığını devam ettirmektedir.