1 0 0
Krizlerin Ustası Turizmci, Bu Defa Corona Batağında
Yazıya nereden başlayacağımızı dahi bilmiyoruz aslında, bu defa karşılaştığımız zorluk biz turizmcileri fersah fersah aşan bir durum. İyimserliğimizi olayın ilk başlarından beri korusakta geldiğimiz nokta itibariyle Uzakdoğu seyahatlerinden başlayarak aşama aşama burnumuzun dibine Avrupa’ya, oradan da sınırlarımızın içine kadar giren ve bizi ev mesaisine hapseden bir salgından bahsediyoruz.
- Son 100 yıldır yaşanan en zorlu salgın; Corona Virüsü (Covid-19)
Aynı zamanda DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından pandemi ilan edilmesine sebep olan Corona Virüsü, her sektörü vurduğu gibi, seyahat endüstrisini aslında vurmamış, paramparça etmiş ve ezip geçmiştir.
Çok mu abarttık? Elbette hayır.
Kasım 2019’da Wuhan, Çin’de patlak veren Corona Virüsü salgını, ilk etapta Uzakdoğu misafirlerinde çekince yaratmaya başladı. Her zaman ki refleksle Seyahat Acentaları dikkatle olayı an be an takip etmeye başladılar. Olayın ilk başlarında Çin hükümeti tarafından da herhangi bir kısıtlama getirilmediği için, süreç takip ediliyor ve seyahatler gerçekleştiriliyordu. DSÖ’nün çekinceleri vardı ve Çin hükümeti her gün ciddi rakamlar paylaşmaya başlamıştı.. derken Wuhan karantina altına alındı ve bölgeden gelen görüntüler hiçte olağan değildi. Ülkenin Çin olması nedeniyle yinede herkes konunun medya tarafından abartıldığını ve Çin’i bitirme operasyonunun bir parçası olduğunu düşünüyordu. Fakat süreç giderek büyüyor ve artık bunun bir oyun yada operasyon olmadığı ortaya çıkmaya başlıyordu, fakat kafalardaki soru işareti kısa vadede bitecek gibi görünmüyordu.
Uzakdoğu Turları'ndan Avrupa Turları'na Geçiş
Çin, 2019'un son günlerinde sıradışı zaturre vakaları bildirmeye başladı ve vakaları hepsi Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentindeydi. Hastaların önemli bir bölümünün Hunan Deniz Ürünleri Pazarı’nda çalıştığının ortaya çıkması üzerine pazar kapatıldı. (1 Ocak 2020)
Tarihler 7 Ocak 2020'yi gösterdiğinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) virüsün Corona ailesine ait olduğunu ve soğuk algınlığı ile yaşanan hastalıklarla aynı türden olduğunu açıkladı.
Çin 11 Ocak 2020'de ilk ölüm vakasını açıklayarak uzun sürecek bir korku koridorunun ilk kıvılcımını ateşlemiş oldu. 13,15 Ocak tarihlerinde turizmciler için kritik öneme sahip Tayland ve sonrasında Japonya iki vakayı daha açıkladı. Bu hastalar kısa zaman önce Wuhan'ı ziyaret etmiş kişilerdi.
Gelişmeler peşpeşe yaşanıyor ve gerilim adım adım yükleniyordu! derken 17 Ocak'ta Wuhan'dan bir ölüm haberi daha geldi, durumun ciddiyeti Uzakdoğu için kritik seviyeye ulaşmıştı ve 20 Ocak 2020 tarihinde DSÖ, 258 vakası Wuhan'da olmak üzere Çin genelinde 278 toplam vaka adedini açıkladı ve Wuhan'da 6 ölüm daha.
Bu noktadan sonra artık geri dönüşü olmayan sıradışı bir salgının hesaplarını yapmaya başladı tüm dünya. Fakat Avrupa'lı için ve Türk gezgin için son derece önemli bir destinasyon olan Uzakdoğu Turları artık alarm alanının içindeydi. Gerek Avrupa'dan, gerekse Türkiye'den yoğun outgoing operasyonların yapıldığı Bangkok, Phuket, Pattaya, Singapur, Japonya, Çin Turları için önceleri tek tük gelen iptal soruları, hızlanmaya başlamış ve çoktan ödemeleri yapılan turların iadesinin alınamayacağı ve Otel/Uçak ödemelerinin tamamlandığı misafirlere anlatılmaya çalışılıyordu. Uzakdoğu misafirlerinin kategorisi ve segmenti tüm acentalar tarafından bilinir. Çoğunluğu yaşlı olan misafirler Japonya ve Singapur Turlarını ve yine çoğunluğu balayı çifti olan misafirler Phuket Turları'nı tercih eder. Bir kategoride Mice alanında şirket turları vardır ki, genelde tek bay olarak gruplar halinde yoğun Bangkok Pattaya Turları tercih edilir. Uzakdoğu Turları'nın önemli kısmı tehlike görüldükten sonra ileriye dönük Mart sonrası operasyonlar hızla azaltıldı ve tamamen tüm Seyahat Acentalarının raflarından kaldırıldı. Mevcut turlar ödemeleri gerçekleştiği için ve Çin'den ilk başta kısıtlı bilgi geldiği için Şubat'ın sonlarına kadar zar zor yapıldı. Tüketiciler ve Seyahat Acentalarının karşı karşıya gelip sıkıştığı ilk rota Uzakdoğu oldu ve bu gerçekten iki taraf içinde büyük riskleri oluşturan bir durumdu. Tüketicinin gitmek istememesi ve mevcut haklı kaygılarına karşın Seyahat Acentaları çaresizdi. Operasyonun iptali durumunda No-Show kaçınılmazdı, zira herhangi bir uçuş yasağı ve ülke kısıtlaması henüz duyurulmamıştı. Avrupa ve Türkiye'de de henüz yasaklar başlamamış ve havayolları Uzakdoğu uçuşlarını henüz iptal etmemişti. Operasyon maliyetleri içindeki en büyük kalem olan havayolu ücretlerini geri almanın imkanı yoktu. Özellikle Şubat döneminde misafirlerden önemli bir kısmının tur ücretlerini yakma pahasına turlara katılmadığını biliyoruz. Paket Tur sözleşmeleri bu dönemlerde gerçekten yetersiz kalıyor ve aslında Paket Tur Sözleşmeleri büyük skandallarla doludur, hiç bir geçerliliği gerçek piyasa koşullarında yoktur. (Bu konuya ileride değineceğiz)
Uzakdoğu Turları'nda yaşanan kayıp Şubat ayında milyon dolarlar seviyesini çoktan aşmıştı. Hem misafirlerin yaktığı paralar, hemde Seyahat Acentalarının zorunlu iptalleri ve Uzakdoğu'da kalan paraları nedeniyle çöküşün sinyalleri adım adım yaklaşıyordu.
30 Ocak 2020 tarihinde cruise yolcusu iki Çin’li turist ile başlayan ve daha sonra 2 Şubat tarihinde askeri uçakla Vuhan’dan tahliye edilen İtalyan vatandaşlarından birinde saptanan Corona Virüsü vakasıyla İtalya’da resmi olarak ilk vakalarını duyurmuş oldu.
İtalya Turları ve Avrupa Turları’nın Tükenişi
İtalya'nın Corona Virüs'le olan imtihanı aslında tüm dünyanın Seyahat Acentaları içinde ortak bir imtihandır.
65 milyon ziyaretçi sayısıyla dünyada 5.sırada olan İtalya, gelirleri itibariyle de 6.sıradadır. Türk turist için ise önemi ise çok daha fazladır. İtalya doğası, insanı, iklimi ve tarihi nedeniyle Türkiye çıkışlı Yurt Dışı Turlarda liderliği uzun yıllardır sürdürmektedir. O yüzden en yoğun tur sayısı İtalya’yadır. En yoğun kampanyalar ve pazarlama çalışmalarında İtalya hep önalır. Dolayısıyla bugün Türkiye’de kayıtlı yasal Seyahat Acentalarına bir anket yapılsa İtalya rezervasyonları ilk sırada yeralır.
İtalya’da Corona Virüs haberleri çıkmasının ardından İtalya Sağlık Bakanının iki gün sonra ‘’Corona’ya diz çöktürdük, izole ettik, ilaç çalışmaları için ortam sağlayan dünyada ilk ülkeyiz’’ şeklinde bir demeci oldu. Akıllarda soru işareti bırakan bu demeç Avrupa Turları’na rezervasyon yaptıran onbinlerce gezginin Seyahat Acentalarına hücum etmesini kesmedi. Lakin İtalya demek her şey demekti ve İspanya, Fransa, İngiltere’de peşpeşe ilk vakalarını açıklamaya başlamışlardı. Arka arkaya tek tük vaka sayıları artmaya başladıkça sınırlarda birer birer kapanmaya ve Avrupa uçuşları durma noktasına evriliyordu.
29 Şubat 2020’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nun duyurusuyla Güney Kore, Irak ve İtalya’ya uçuş yasağı getirilmiş ve kapılar kapanmıştı.
13 Mart 2020 tarihine geldiğimizde ise diğer ana rotalar bir bir kapanmaya başladı; Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç ve Hollanda..
Kısaca Avrupa’yı ve aslında koca atlası 15 günde kaybetmiş olduk. COVID-19 belki ülkemize geç geldi ama Avrupa’yı kaybetmek yurt içide dahil olmak üzere her şeyi kaybetmek manasına geldiği için, gerek havacılık manasında, gerekse konaklama ve tur paketleri manasında tüm turizm hareketleri son bulmuş oldu.
16 Mart 2020’de kapanan diğer ülkeler; İngiltere, İsviçre, Suudi Arabistan, Mısır, İrlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri.
21 Mart 2020’de 17:00 itibariyle 46 ülkeye daha uçuşlar durduruldu. İşte o ülkelerin tam listesi: Kuveyt, Bangladeş, Moğolistan, KKTC, Ukrayna, Kosova, Fas, Lübnan, Ürdün, Kazakistan, Özbekistan, Umman, Slovenya, Moldova, Cibuti, Ekvator Ginesi, Kanada, Hindistan, Macaristan, Guatemala, Polonya, Kenya, Sudan, Çad, Filipinler, Letonya, Tayvan, Peru, Sri Lanka, Ekvator, Nijer, Tunus, Cezayir, Fildişi Sahili, Finlandiya, Angola, Çekya, Dominik, Kamerun, Karadağ, Kolombiya, Kuzey Makedonya, Moritanya, Nepal, Portekiz ve Panama.
Corona Virüs’ün Havacılığa Etkileri ve Kaos Ortamı
Öncelikli olarak Avrupa ülkelerinin sert içe kapanma harekatı neticesinde, kapanan tüm sınırların ardından, yüzbinlerce insan başka ülkelerde mahsur kaldı.
27 Şubat 2020 tarihinde Umre’ye giden son kafile ile beraber 21.000’i Arabistan’da olmak üzere, yaklaşık 100.000 kişi dışarda kalmış oldu. İncelendiği zaman yurtdışında kalan Türk Vatandaşlarının kategorileri; Ticari, Erasmus, Lise/Üniversite öğrencileri, daha önceden tatile çıkanlar ve akraba ziyaretleri için yurtdışında bulunanlar gittikleri yerde mahsur kalmış oldu.
Tüm giriş-çıkışların kapanmasıyla birlikte uçak bileti satışında tek yasal organ olan Seyahat Acentalarında tarihte eşi benzeri görülmemiş bir telefon, ofis yoğunluğu olmuş, ofis kapılarında uzun kuyruklar oluşmuştur. Çağrı Merkezi ve İnternet siteleri çökmüş, biletini 3 lira ucuz olduğu için internetten yada yurtdışı korsan sitelerden alanlar savunmasız muhatapsız kalmıştır. Aslında Seyahat Acentaları internetten dolandırılan tüketicilere, kötü havakoşulları, çöken internet ağları, telekominikasyon problemlerinde kapısına yığılan ucuzcu, internetçi kesime alışkın olsa da, bu defa kendi misafirleri ile beraber tüm bilet alanların kapısına yığılmasından dolayı kitlenmiştir. Hiçbir acenta kendi merkezine ulaşamamış, bu tarihte eşi benzeri görülmemiş iptal ve değişiklik işlemleri karşısında çaresiz kalmıştır. Yurtdışında ailesine kavuşmak isteyenler, evine dönemeyenler, hasta olanlar, mülteciler, cenaze kaldıranlar, iş nedeniyle uçacak olanlar, gidipte dönemeyenler, aklınıza gelebilecek her türden insan cinnet dolu günler yaşamaya başladı.
İlk başlarda bir kaç gün boyunca iptal edilen biletler için dileyenlere iade işlemleri gerçekleştirilmiş, fakat 25 Mart 2020’de Yolcu Haklarına dair Yönetmelik Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından değiştirilerek Havayolu firmaları korumaya alınmıştır.
HAVAYOLU İLE SEYAHAT EDEN YOLCULARIN HAKLARINA
DAİR YÖNETMELİK (SHY-YOLCU)’DE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 3/12/2011 tarihli ve 28131 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik (SHY-YOLCU)’e 20 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1 – (1) COVID-19 salgını nedeniyle 5/2/2020 tarihinden itibaren uçuşun iptal edilmesi durumunda, bu iptaller sebebiyle uçuşu icra eden veya etme taahhüdünde bulunan hava taşıma işletmesi 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde yer alan hükümlerden uçuş yasakları kalktıktan sonraki iki ay sonuna kadar muaftır.
(2) COVID-19 salgını nedeniyle uçuşu iptal edilen yolcunun, hava taşıma işletmesinin boş koltuk durumuna bağlı olarak istediği bir tarih için bilette değişiklik yapma veya bileti açığa alma hakkı vardır. Yolcu, açığa alınıp kullanılmayan biletin iadesini uçuş yasakları kalktıktan sonraki iki ayın sonrasında hava taşıma işletmesinden alabilir.”
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Sivil Havacılık Genel Müdürü yürütür.
Tabi böylesi bir durumda, Seyahat Acentaları ulaşılabilir tek Yasal Satıcı olduğu için bu işin kahrınıda ceremesinide Acentalar çekmiştir bir noktaya kadar. İnternet sevdalısı, acentaya düşman ne kadar yolcu varsa bir anda kapılara yığılmış acentalardan yardım istemiştir. Ömürlerinde 1000 defa uçup bir defa acenta kapısından girmeyenlerin gelip acentadan yardım istemesi tam bir trajedidir.
İyi niyetle kendi carilerini kullanarak işlem yapan acentalar, mağdur misafirlerine geri ödeme yapmış fakat ilgili yönetmelik çıkınca kendi paralarıda içerde kalmıştır. Keza Iata acentaların sorumlulukları ve devre ödemeleride aynen devam etmiş ve her türlü uçuş yasağı ve geri iade olmamasına rağmen acentalara yardım eli uzatılmamıştır. Kamboçya’dan Dallas’a onbinlerce insanda yurt dışında hala mahsur olarak hayatta kalma mücadelesi vermeye devam etmektedir.
Corona Virüs Salgını İptal Olan Turlarda Neler Yaşandı?
Otellerin ve havayolu şirketlerinin geri ödeme yapmadığı bir ortamda ne olacaksa onlar oldu diyebiliriz Yurt Dışı Turlar için. Her ne kadar Paket Tur Yönetmeliğinde kurallar belli olsada, Yönetmeliklerin ne kadar doğru ve güvenilir olduğu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün almış olduğu doğru karar neticesinde görülebilir. Turun kalkış tarihine 30 gün ve üzerinde bir süre varsa kesintisiz iade almak gibi bir şey söz konusu olamaz. Zira bu kuralları yazanlar gerçeklikten kopuk olanlardır. Turizm bilgisi sıfır olan yada birilerine yaranmak için yönetmelik yazanlar böylesi bir salgında yaptıkları hatayı çok net görmüşlerdir. Özellikle bir Yurt Dışı Paket Turunu hazırlamak yılların birikimini ve tecrübesini gerektirir. Ürünü alırken, hazırlarken herkes promosyon fiyat peşinde koşar, en iyi fiyat alternatifi çoğu zaman iptali mümkün kılmaz. Hepsini geçtim, Sivil Havacılık İdaresi bilet iadelerini iptal edip ötelerken, Seyahat Acentalarının Paket Tur Yönetmeliğine bağlı kalması mantık ve akıl dışıdır.
Uçak iptal olamıyor, ama Seyahat Acentası %100 iade yapacak! İş bugün Türkiye’nin liyakatsiz kadrolarının eseri budur.
Her ne kadar Türkiye’deki Seyahat Acentaları üstün bir çaba ve sıradışı bir samimiyetle iadeleri yapmışsalarda bir çoğu batmanın kıyısındadır. Şubat ayı seyahatlerinin bir çoğunun iadesi yapıldı fakat Mart ayına geldiğimizde kasaları boşalan işletmeler iadelerde aciz ve yetersiz kaldı. Aslında bunun bir diğer sebebi de Seyahat Acentalarının sanıldığı kadar popüler kazancı olan bir meslek olmamasıyla alakalı. Bugün bu dünyada bir kaç deli hariç hiç kimse sanırım böylesi ciddi büyük bir salgını ön görmemiştir. Sürekli yatırım halinde olan Seyahat Acentalarının düşük sezonda daha da kısıtlı imkanlarının olması, sattıkları turların tedarikçi ödemelerini çoktan yapmış olmaları ve geri tahsilatta paralarını toplayamamaları nedeniyle bugün geri ödemeler yurt çapında durmuştur. Tüketicinin merci olarak başvurabileceği herhangi bir noktada reel olarak bulunmamaktadır. Çünkü çoğu ülkede mahkemeler kapanmış ve yasa ile takip, haciz vb işlemlerde durdurulmuştur.
Avrupa Ülkeleri, Seyahat Çekleri ile geri ödeme yöntemini kapamış ve misafirlerine 2021 yılının sonuna kadar geçerli Seyahat Çekleri ve Tatil Kuponları vererek iptal yolunu kapamıştır. Doğru olanda budur.
Yurt Dışı Turlar kategorisinde bir de Cruise Turları var ki, o konuya hiç girmek dahi istemiyoruz. Zira orada 30 gün diye bir kural bulunmamaktadır. Gemi Turunun kalkacağı güne 90 gün kalan tüm turlar iptal edilemez. Ancak kesinti ve ceza ile iade mümkündür.
Kısaca Turizm global bir iştir ve Türkiye içindeki yanlış yönetmelikler Global ölçekte bir markayı kapsamaz.
Corona Covid-19 Salgını Nedeniyle Otel İptalleri?
Çin'de başlayan Covid-19 salgını ile alakalı ilk etkilenenlerin Uzakdoğu Turları olduğunu söylemiştik. Avrupa'ya ulaştıktan sonra da Avrupa Turlarına ait şubat, mart, nisan, mayıs aylarında ki tüm rezervasyonların iptal olduğunu biliyoruz. Hatta Haziran ve Temmuz programlarınında yarısından fazlası şu an için iptal olmuş durumda.
Süreç şu anda ülkemizde hızla ilerliyor ve herkes salgından etkilenen vakaların sayısının ne zaman yatay bir eğriye erişeceğini merak ediyor. Tabi bu süreçte devlet her yeni gün farklı bir aksiyon alıp, yasak uyguladıkça iptallerde otel rezervasyonlarına sirayet etmiş durumda.
Erken Rezervasyon kampanyasından faydalanarak, Yaz Tatilini kışın alan ve son dakikaya kadar rezervasyon yaptıran Türk Turistler, salgın karşısında çeşitli sebeplerden dolayı iptal yolunu seçmişlerdir.
1785 tüketiciyle yaptığımız ankete göre, 1085’i Covid-19 korkusundan dolayı, 102’si işten çıkartıldığı için, 321’i şirketlerin batacağını düşündüğü için
Erken Rezervasyon Tatillerinde iptal yolunu seçmiş ve 277 tüketici ise rezervasyonlarını koruma yoluna gitmiştir.
Şimdi işin aslına bakalım…
Erken Rezervasyon tatilini iptal etmek, aslında bir insan için en büyük ve ciddi hayalkırıklığı, büyük bir psikolojik buhrandır. Kimse durup dururken sebepsiz yere en kıymetli ve en sağlık dolu tatilini iptal etmek istemez. Deniz suyu yani; tuzlu su ve ultraviyole ışığını almamak zaten direk zorlu bir sürece davetiye çıkarmaktır bir sonraki kış mevsimi için. Gribal bir salgın olan Covid-19 gelsin bana bulaşsın demektir. Burası çok net!
Tüm bu gerekçelere rağmen, özellikle en çok salgından korkanlar Mart ayı olmak üzere ve ortalama ağırlıklı olarak Nisan ayında, sistematik bir şekilde Yurtiçi Otel İptalleri hız kazanmış, Nisan Mayıs Chek-İn’lerinin yanı sıra Eylül, Ekim otele girişi olan Türk Turistler bile iptale koşmuştur. Bu korkulası yoğunluk ve iptal furyası karşılanacak düzeyde olmadığından ve otellerin Erken Rezervasyon mantığı gereği aldıkları otel ödemelerini ihtiyaçlarında kullanmalarından dolayı, geri iade şansı Tur Operatörü Seyahat Acentaları tarafından kalmamıştır. Keza bu konuda da Avrupa, Seyahat Kuponu yöntemine geçmiş, fakat Türkiye’de iade yolu açık bırakılmıştır. Sektörden gelen, Tur Operatörü sahibi Turizm Bakanı’nın bu konuyu çok çok iyi bilmesine rağmen binlerce Türk Seyahat Acentasının batmasına nasıl göz yumduğu bilinmemektedir.
Seyahat Acentalarının önemli kısmı Otel İptal ve İadelerini durdurmuştur.
Oteller ön avansları ve çekleri geri iade etmedikleri sürece müşteri ödemelerinin yapılma şansı bulumamaktadır.