Orta çağda yaşamak ister miydiniz? Ya da orta çağın ambiyansını keşfetmek… Kuşkusuz ki istemezdiniz. Orta çağ şüphesiz ki hep karanlık bir dönem olarak zihinlerde yer edindi. Özellikle Avrupa söz konusu olduğunda orta çağ karanlıktan da öte bir deneyim sunabiliyor. Bununla birlikte aynı ortaç çağ; dünyayı yerinden sarsan, bugün bile sanatın her köşesinde kendisinden izler barındıran Rönesans akımına da ev sahipliği yaptı. Eşsiz mimari eserleri, bilimsel gelişmelere yaptığı katkı ve benzersiz tablolarıyla Rönesans, Avrupa için bir kırılma noktasıdır.
Orta çağ Avrupası’nın karanlık yüzüyle karşılaşmadan dönemin sanat anlayışının büyüsünü yerinde keşfetmek için çok cazip bir fırsatınız var. Rönesans’ın başkenti, çıkış yeri ve kalbi. Evet Floransa’dan söz ediyoruz. Rönesans’ın başladığı bu kusursuz İtalyan kenti; eşsiz mimari eserleri, sıra dışı sokakları, eğlence dolu mekanları, sanatsal etkinlikleri, yöresel lezzetleri, tarih kokan merdivenleri ve kültürel özellikleriyle adeta tarihe düşülmüş ayrıcalıklı bir not izlenimi vadediyor. Da Vinci’nin, Michelangelo’nun şehrinde her bir köşesi tarih ve bilim kokan bir yolculuğa hazırsanız; görüp görebileceğiniz en detaylı Floransa gezi rehberi ile karşınızdayız. Romantizm, tarih, kültür, sanat, eğlence ve aşk kokan bu kusursuz kent hakkında tüm merak edilenler rehberimizde! Kahvenizi alın gelin, bu sıra dışı yolculuğa birlikte çıkalım.
Floransa, İtalya’nın kuzeyinde, Toskana Bölgesi’ndedir. Bölgenin başkenti olmasının yanı sıra Floransa, İtalya’nın kuzey kanadındaki tüm önemli şehirlerin merkezinde olmasıyla bilinir. Amo Nehri’nin hemen kıyılarına kurulan şehir, Pisa ve Venedik gibi İtalya’nın en gözde kentlerine oldukça yakın konumdadır.
Kentin bu özel konumu Floransa turları kapsamında planladığınız gezinizde Kuzey İtalya’yı tamamen keşfedebilme fırsatı sunar. Bununla birlikte Floransa gezinizde keşfedeceğiniz tek şey Kuzey İtalya değildir. Kent, Rönesans’ın başkenti, çıkış noktası ve evi olarak kabul edilir. Rönesans’a tanıklık eden ve Avrupa’nın kaderini değiştiren birçok ünlü sanatçı bu şehrin dokusuyla yetişmiştir.
M.Ö. 59 yılında kurulduğu düşünülen Floransa, üst sınıf emekli Roma askerleri tarafından geliştirilmiştir. Şehrin emekli Roma askerleri öncülüğünde Amo Nehri kıyılarında başlayan bu serüveni; gittikçe büyümüş, genişlemiş ve nehrin tamamını saracak noktaya kadar ulaşmıştır. Adeta bir masal ülkesini andıran kent, tarihe yön veren kadim bir şehirdir.
Michelangelo bu şehirden ilham alarak sanatını geliştirmiş, Leonardo Da Vinci bu şehrin dokusunu içinde hissetmiş, Dante ise Floransa’nın güzelliklerinde kaybolarak en eşsiz eserlerini burada kaleme almıştır. Floransa sanatsal ve kültürel geçmişinin yanı sıra var olduğu tüm serüveni boyunca Avrupa’nın hep en önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Şehir, önemli ticaret limanlarının rotasındadır. Her yıl 10 milyondan fazla turiste ev sahipliği yapan bu cömert kadim kent, sahip olduğu Akdeniz iklimiyle misafirlerine her zaman iyi davranır. Dolayısıyla Floransa gezilerinizi mevsimsel koşullara göre ertelemenize gerek yoktur. Yaz aylarında bu kusursuz kentin romantizmini hissetmeniz kadar kış aylarında Floransa seyahati planlamanız da mümkündür.
Firenze Card nedir, diye merak ediyor ve bu kartın Floransa’yla ne ilgisi var diye sorguluyorsanız, yolculuğumuzun Avrupa’da sanatın başkentine olduğunu hatırlatmak isterim. Firenze Card; Floransa’da 72 saat boyunca şehirde yer alan 72 müzeyi gezebilmenize izin veren bir uygulamadır. Firenze Card’ınızı ilk kez kullanmanızın ardından 72 saatlik süreni başlar.
Floransa gezinizde maliyetleri düşürmek ve bununla birlikte şehrin tarihi ve kültürel dokusunu da eksiksiz şekilde keşfetmek istiyorsanız kesinlikle seyahat öncesinde Firenze Card almanızı öneririz. Bu kart, tüm müzelere kolaylıkla ve oldukça düşük maliyetlerle giriş yapabilmenizi sağlayacak.
Ayrıca bu kartı edinmeniz halinde, her yıl 10 milyondan fazla ziyaretçinin akın akın gezmeyi planladığı müzelerde giriş önceliğiniz olacağını da belirtelim. Üstelik Firenze Card’ı internetten kolaylıkla satın alabilirsiniz. Arzu ederseniz kartın farklı ayrıcalıklar sunan başka bir versiyonu da var. Firenze Card+ sahibi olmanız halinde; birçok yeme-içme olanağından indirimli olarak yaralanabilir ve en önemlisi toplu taşıma kullanırken ekstra ücret ödemezsiniz.
Floransa’da gezilecek yerler, tarihte bir yolculuk yapmaya benzer. Gerçek bir açık hava müzesi olan bu eşsiz İtalyan şehri, kuzey İtalya’nın tartışmasız en özel kentlerinden biri. Her köşesinde keşfedilecek, saklı kalmış detayları barındıran Floransa, sadece tarihi, mimarisi ve estetiğiyle değil tüm özellikleriyle gerçek anlamıyla kusursuz.
Floransa seyahatinizi İtalya turları ile planladıysanız, Floransa’dan sonra bölgenin en önemli şehirlerini de kolaylıkla keşfedebilirsiniz. Kuzey İtalya’da birçok merkeze oldukça yakın olan Floransa’nın kendi küçük merkezi birçok tarihi güzelliği ev sahipliği yapar. Yürüyerek bile şehir merkezini keşfetmeniz mümkün olsa da size bir kötü haberimiz olabilir.
Floransa öylesine köklü, ihtişamlı, tarih kokan bir şehirdir ki bu kenti tamamen, eksiksiz bir şekilde keşfetmek için 1 haftayı gözden çıkarmalısınız. Benim o kadar vaktim yok diyenler hemen geri adım atmasın bu cömert şehir, sizler için de sayısız ayrıcalığı aynı anda sunuyor. Bu kentte atacağınız her adımda attığınız adımın gerçekliğini sorgulayacaksınız.
Floransa’da gezilecek yerler arasında ilk uğrak noktanız şehrin kalbi olmalı. Burası Duomo Meydanı. Farklı dönemlere ait tarihi yapılara ev sahipliği yapan meydan, aynı zamanda ziyaretçilerin gezi rotalarını başlattığı bir merkez konumunda. Burada her milletten en bir kişiye karşılaşacağınızı taahhüt edebiliriz.
Floransa’da gezilecek yerler listenizin ilk basamağına yerleştirmeniz gereken yer meşhur Duomo Meydanı. Kültür, sanat ve tarihle özdeşleşen bu kentin en özel ve ayrıcalıklı meydanı olarak kabul edilen Duomo Meydanı, Floransa’yı çok iyi anlatan birçok esere ve tarihi alana ev sahipliği yapıyor. Her yanı tarih kokan meydan, gezginlerin ilk durağı.
Sadece Floransa seyahatlerinizde değil aynı zamanda İtalya turları kapsamında kesinlikle uğrak noktanız olması gereken Duomo Meydanı, adeta tarihi bir şölen vadediyor. Bununla birlikte en baştan uyaralım, meydan Floransa’nın en çok ilgi gören bölgesi olduğundan inanılmaz bir turist kalabalığıyla karşı karşıya kalacaksınız.
Bizim buradaki önerimiz meydanın kusursuz yapılarını ve sanatsal eserlerini görmek için sabah erken saatleri ya da gece saatlerini tercih etmeniz olacak. Gözünüzde açık hava sanat müzesi olarak canlandırabileceğiniz Duomo Meydanı’nda; Santa Maria del Fiore Katedral Kompleksi, Giotto’nun Çan Kulesi, Rönesans’a ait sanatsal eserler, birçok tarihi alan ve farklı dönem mimari özellikleri yansıtan eşsiz mimari yapılar bulunuyor.
Giotto’nun Çan Kulesi, ismini tasarımcısı ünlü mimar Giotto’dan almış. Duomo Meydanı’nın en ihtişamlı yapılarından olan Giotto’nun Çan Kulesi, gotik mimarinin perspektifini muhteşem yansıtan bir eser. Göz kamaştıran renk tonu, kusursuz sanatsal detayları, ihtişamlı yapısıyla Giotto’nun Çan kulesi adeta yeryüzünden ayrı ve bağımsız bir yapı gibi duruyor.
Kule, gotik mimarinin en özel ve ayrıcalıklı eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. 14. yüzyılda inşa edilen Giotto’nun Çan Kulesi, tam 85 metre uzunluğunda. Duomo Meydanı’nın her köşesinde olduğu gibi Giotto’nun Çan Kulesi’nde de dünyanın farklı noktalarından ziyaretçileri gözlemleyebilirsiniz.
Kulenin üzerine çıkıp eşsiz Floransa manzarasını deneyimlemek istiyorsanız bu heyecan verici deneyimi yaşayabileceğinizi de belirtelim. Bununla birlikte her güzel şeyin bir kusuru olduğu gibi eşsiz Floransa manzarasını keşfetmek için tam 414 adet basamağı çıkmanız gerekecek. Sonunda ise muhteşem bir manzara ile karşı karşıya kalacağınızı söyleyebiliriz.
Geçmişi 4. yüzyıla kadar uzanan Aziz Giovanni Vaftizhanesi, Floransa’da gezilecek yerler listesi oluştururken ilk sıraya yazmanız gereken tarihi mekanlardan. Heybetiyle adeta büyüleyen vaftizhane, birçok ünlü ve önemli ismin vaftiz törenlerine ev sahipliği yapmış olmasıyla da tanınıyor.
Adeta bir tuval üzerine en yetenekli ressam tarafından çizilmiş gibi duran Aziz Giovanii Vaftizhanesi, aslında bir bazilika. Hristiyanlık öncesinde bazilikalar çoğunlukla toplanma yerleri olarak kullanılmış. Erken dönem Hristiyan anlayışında ise bazilikalar daha çok dini tören ve ayinlerin yapıldığı ve çoğunlukla galerilere sahip olan yapılar olarak inşa edilmiştir.
Aziz Giovanni Vaftizhanesi de her ne kadar 4. yüzyılda inşa edilmiş olsa da 12. yüzyılda Hristiyanlar tarafından bir çeşit dini ritüel alanı, yani bazilika olarak kullanılmaya başlanmıştır. Floransa’nın ve hatta İtalya’nın en eski yapılarından biri olan bazilika, Floransa seyahatinizde kesinlikle uğramanız gereken tarihi yapılardan.
Biraz da Aziz Giovanni Vaftizhanesi’nin mimarisinden söz etmemiz gerekirse, kusursuza yakın bir mimari güzelliği olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Sekizgen detayların fazlasıyla yer aldığı bazilika, gotik mimariden izler taşıyor. Temel olarak bir romanesk mimari eser olarak kabul ediliyor olsa da Aziz Giovanni Vaftizhanesi, gotik mimarinin egemen olduğu dönemden çok daha eski bir yapı.
Floransa’da gezilecek yerler listenizi oluştururken kesinlikle yer vermeniz gereken bir diğer destinasyon da Signoria Meydanı. Heykel sanatının en ünlü ürünü olan Davud Heykeli, tam 400 yıl boyunca bu meydanda sergilendi. Gezginlerin Floransa’daki en uğrak noktalarından biri olan Signoria Meydanı, adeta açık hava heykel müzesi desek yanlış olmayacak.
1873 yılında Michelangelo tarafından yapılan ve meydanın en ünlü heykeli olan Davud Heykeli, buradan taşınarak Floransa Güzel Sanatlar Akademisi Galerisi’ne alınmış. Buna karşın Signoria Meydanı’nda bir adet Davut heykeli göreceksiniz. Bu heykel, orijinal heykelin bir replikası olarak tasarlanmış.
Heykel sanatının farklı dönemlerinden birçok eseri bünyesinde barındıran Signoria Meydanı’na ulaşım ise son derece basit. Duomo Meydanı gibi Signoria Meydanı’da şehrin kadim merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ayrıca Duomo Meydanı’na uğradıktan hemen sonra Signoria Meydanı’nda sanat dolu bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Medici Ailesi’ni muhakkak duymuşsunuzdur. İtalya’nın önde gelen ailelerinden olan Medici’ler, İtalya’nın sanat tarihi açısında da kritik bir öneme sahiptir. Aslen Floransalı olan aile, Floransa tarihine damga vurmuştur. Machiavelli’ye Floransa’nın tarihine dair bir başyapıt yazmasını da talep eden Medici Ailesi, aynı zamanda sanatın başkenti Floransa’da sanata dair her şeye katkı sağlamıştır.
Medici Ailesi’nden günümüze miras olarak kalan Uffizi Müzesi, aslında bir sanat galerisidir. Dünyanın en prestijli ve iddialı sanat galerisi olarak kabul edilen Galleria Degli Uffizi, Floransa’nın ve hatta İtalya’nın en ikonik sanat galerisidir. Dünyanın en çok ziyaret edilen sanat galerisi gibi birçok unvanı bünyesinde barındıran Uffizi Galerisi, aynı zamanda dünyanın en eski sanat müzesidir.
14. ve 16. yüzyıl İtalyan sanatı için önemli bir kırılma noktasıdır ve bu yüzyıllara Floransa damga vurmayı başarmıştır. Uffizi Müzesi’nde de tam olarak İtalyan sanatının gelişmeye başladığı, en ihtişamlı dönemine ait eserler yer alıyor. Özel koleksiyonların bulunduğu galeriye pazartesi günlerinin dışında haftanın 6 günü ziyarette bulunabiliriniz.
Floransa’da gezilecek yerler listenizi oluştururken sizi bu kez görünce gerçekliğine inanamayacağınız bir başka sanat eserine götürüyoruz. Bir sanat eseri olarak planlanmasa da Ponte Vecchio Köprüsü, “İtalya Rüyası” olarak adlandırılan Floransa’nın sanatsal ve estetik yapısını öylesine ifade ediyor ki, bu kente neden sanat şehri denildiğini çok iyi anlıyorsunuz.
Amo Nehri’nin iki kanadını birbirine bağlayan Ponte Vecchio, tamamen kendine özgü bir mimariye sahip. Zarafet dolu mimarisinin yanı sıra köprü, adeta Amo Nehri’nin doğal bir bileşeniymiş gibi bir izlenim uyandırıyor. Klasik köprülerden farklı olarak Ponte Vecchio, aynı zamanda hediyelik eşya dükkanlarına da ev sahipliği yapıyor.
Alışveriş yaparken Amo Nehri’nin iki kanadında gidip gelebilmenizi mümkün kılan Ponte Vecchio’nun dışarıdan manzarası da muhteşem. Önerimiz köprü içerisinde alışveriş yaptıktan sonra kesinlikle bu şaheseri bir kere de dışarıdan izleyin. Ayrıca hediyelik eşya dükkanlarının yanı sıra Ponte Vecchio’da en yetenekli İtalyan kuyumcuların tasarladığı eşsiz mücevherleri de inceleyebilirsiniz.
Palazzo Pitti, sanata bakış açınızı değiştirebilecek muhteşem bir saray. Pitti Sarayı, eşsiz mimari özelliklerinin yanı sıra sizi görkemli sanat anlayışıyla kucaklıyor. Sanata dair her şeyi en üst düzeyde hissedebileceğiniz sarayın içerisine girdiğiniz ilk anda muhteşem sanat kokusunu alabiliyorsunuz. Eşsiz eserlerin yer aldığı Pitti Sarayı’nda neler yok ki?
Her şeyden önce Pitti Sarayı’nın bir dönem 25 yıl boyunca İtalyan krallarına ev sahipliği yaptığını belirtelim. Yani Pitti Sarayı’nda gezerken bir döneme damga vurmuş İtalyan krallarından izler görebilecekseniz. Ünlü Floransalı tüccar Pitti’nin inşa ettirdiği saray, daha sonra Pitti Ailesi’nin batmasıyla birlikte Mediciler tarafından sattın alınmış.
Saray içerisinde Büyük Düklerin Hazinesi olarak adlandırılan bir galeri bulunuyor. Aynı zamanda Floransa’nın en büyük galerilerinin de yer aldığı sarayda gözünüze çarpacak ilk galeri: Galleria Palatina olacak. Galleria Palatina, Medici Ailesi’nin sarayı satın almasından sonra yaptığı ilk yeniliklerin başında geliyor. Aile, tüm sarayı bugün Galleria Palatina’da sergilenen eserlerle donatmış
Pitti Sarayı’nın ikonik sanatsal alanlarından bir diğeri de Kostüm ve Moda Müzesi. Bu müze öylesine değerli ki modanın başkenti olarak kabul edilen İtalya’da adeta moda dersi veriyor. Müzenin konsepti 16. ve 20.yüzyıllar arasında modanın değişimi üzerine kurgulanmış. Floransa’da gezilecek yerler listenizde Pitti Sarayı sadece bu muhteşem müze için bile yer almalı.
Pitti Sarayı’ndaki sanat şölenimizin sonuna geldiğinizi düşünüyorsanız durun daha bitmedi. Sarayda ayrıca Modern Sanat Galerisi ve Porselen Müzesi gibi sanat severleri sanata doyuracak galeri ve müzeler de bulunuyor. Amo Nehri’nin hemen kıyısında yer alan Pitti Sarayı, sanatla bütünleşirken nehrin büyüsüne kapılmanızı sağlayacak.
Pitti Sarayı’ndan çok uzaklaşmadan sizi Floransa’da mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir başka noktaya götürüyoruz. Giardino di Boboli, yani Boboli Bahçeleri. Pitti Sarayı’nın bahçesi olarak bilinen Boboli Bahçeleri, en az saray kadar ünlü. Kusursuz bir güzelliğe sahip olmasının yanı sıra Boboli Bahçeleri, köklü bir tarihe de ev sahipliği yapıyor.
Dönemin klasikleşmiş, yaygın bahçe mimarisinden farklı olarak 16. yüzyılda ilk kez tasarlanan Boboli Bahçeleri, daha sonra ise kısmen dönüşüme uğramış. Kusursuz güzelliğiyle adeta sizi başka bir diyara götürecek olan Boboli Bahçeleri; antik dönemden kalan bazı Roma eserlerine ve 16. yüzyıla ait sanat eserlerine de ev sahipliği yapıyor.
Sizi şimdi ise belki de Floransa’nın en özel yerine götürüyoruz. Floransa’da görebileceğiniz bütün tarihi ve sanatsal güzellikleri tek bir kareye sığdırma şansınız var desek bize inanır mısınız? Piazzale Michelangelo işte tam olarak böyle bir nokta. Michelangelo Tepesi ya da Michelangelo Meydanı olarak anılan bu kusursuz ortam, size kartpostallık bir fotoğraf çekebilme deneyimi vadediyor.
Floransa’da gezilecek yerler listenizin kesinlikle ilk basamağında yer alması gereken Michelangelo Tepesi, zaten Floransa gezginlerinin en uğrak noktası. Özellikle şehir içinden düzenlenen turlarda ilk olarak ziyaret edilen alan olan Michelangelo Tepesi, Floransa’yı tepeden doyasıya izleyebileceğiniz kusursuz bir manzaraya sahip.
Buradan şehrin 360 derecelik bir panoramasını çizebilir ve adeta haritaya bakarcasına ziyaret edeceğiniz tarihi ve sanatsal alanların bir izlencesini oluşturabilirsiniz. Üstelik Michalengelo Meydanı’na Amo Nehri kıyılarından yürüyerek ulaşım sağlamanız mümkün. Floransa keşfinizde vakit kaybetmek istemiyorsanız şehir içi toplu taşıma seçeneği de mevcut.
Michelangelo’nun en ünlü eseri Davud Heykeli’nin Signoria Meydanı’ndan taşındığı size daha önce söylemiştik. Bu büyük eseri görmeden Floransa ziyaretinizi sonlandırmak istemiyorsanız ayaklarınızın sizi götüreceği yer Galleria Dell’ Academia olacak. 1784 yılında kurulan galeri, dünyanın en özel ve ayrıcalıklı sanat galerilerinden biri.
Davud Heykeli’nin yanı sıra birçok özel koleksiyona ev sahipliği yapan galeri de Rönesans dönemi sanatını çok iyi yansıtan eserler yer alıyor. Sanat severleri adeta büyüleyecek olan galeri de Rönesans döneminin önde gelen sanatçıları; Allori, Giambologna ve Bartolini’nin şaheserlerini yerinde keşfetmek mümkün.
Akademi Galerisi’nin en özel noktası ise Michelangelo’nun tamamlayamadığı eserlerinin sergilendiği Mahkumlar Salonu. Burada tarihe tanıklık ederken Rönesans sanatının en önemli temsilcisinden izleri gözlemleyebilirsiniz. Floransa gezinizde mutlaka uğramanız gereken Akademi Galerisi, heykel ve resim tablolarından oluşan iki katlı bir galeri. Ayrıca galeride Rönesans dönemi eserlerinin yanı sıra gotik sanat anlayışından eserlere de bolca yer verilmiş.
Eşsiz tarihi, sanatsal mekanları, unutmayacağınız güzelliği, Amo Nehri ve kusursuz geçmişiyle Floransa, ölmeden önce mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir kent. Tüm bunlardan sonra kent hakkında merak ettiğiniz en temel konuyu duyar gibiyiz. Floransa’ya ne zaman gidilmelidir? Floransa tipik bir Akdeniz şehri gibi Akdeniz iklimine sahiptir.
Kentin Akdeniz İklimine sahip olması her zaman ziyaret edilebilmesini mümkün kılıyor. Dolayısıyla yılın dört mevsimi Floransa’yı ziyaret edebilirsiniz. Bununla birlikte daima en doğru zamanda en doğru yerde olma konusunda hassasiyetiniz varsa sizin için önerimiz haziran ve eylül ayları olacaktır. Dünyanın her noktasında ziyaretçi ağırlayan kent, her zaman yoğun bir popülasyona ev sahipliği yapar.
Haziran ve eylül ayları iklim ve mevsim şartları açısından size en az zorluk yaşatacak aylar olmakla birlikte görece diğer aylara göre şehrin daha az kalabalık olduğu dönemlerdir. Balayı turları ile Floransa’ya ziyarette bulunacaksınız eylül ve hatta ekim ayını bile önerebiliriz. Yılın her mevsimi ayrı bir güzelliğe ev sahipliği yapan şehir, sonbahar aylarında sevgi ve aşkı en ihtişamlı şekilde yansıtacaktır.
Aynı Zamanda Floransa, ilkbaharda da gezginlerin ilk uğrak noktalarından. Yılın dört mevsimi olduğu gibi ilkbahar aylarında da muhteşemliğiyle büyüleyen Floransa, yılın bu döneminde önemli festivallere ev sahipliği yapıyor. Floransa seyahatinizde önceliğiniz eğlence, müzik, dans ve festivallere katılım sağlamaksa ilkbahar aylarında Floransa seyahati planlamak için çok fazla nedeniniz olacağını söyleyebiliriz.
Floransa’ya uçak, tren ya da otobüs gibi ulaşım seçeneklerini tercih ederek ziyarette bulunabilirsiniz. Bu noktada dikkat etmeniz gereken bazı noktalar olduğunu belirtmek isteriz. Floransa seyahatinizi uçakla planlıyorsanız, birden fazla yöntem kullanabilirsiniz. İlk yöntem kente yakın konumda bulunan diğer İtalyan şehirlerine ait havalimanlarını kullanmak.
Pisa, Milano ve Roma tercih edebileceğiniz havalimanları olabilir. Bununla birlikte Floransa kent merkezine sadece 15 dakika uzaklıkta bir havalimanı da bulunuyor. Amerigo Vespucci Havalimanı’nı kullanarak doğrudan Floransa’ya iniş yapabilirsiniz. Bununla birlikte Amerigo Vespucci Havalimanı’na ülkemizden sınırlı sayıda doğrudan uçuş olduğunu bilmelisiniz. Aktarmalı uçuşları tercih edebilirsiniz.
Floransa’ya ulaşım konusunda bir diğer alternatifiniz de demiryolu ulaşımıdır. Son derece efektif ve iddialı bir demiryolu ağına ev sahipliği yapan şehirde 3 büyük ana tren garı bulunuyor. Şehir içi ulaşımda da kullanılan bu tren garları, aynı zamanda şehir dışında kente ulaşım sağlayabilmenize imkan tanıyor.
Yine Roma, Milano ve Pisa gibi İtalya’nın önemli kentlerinden tren yolculuğu yaparak Floransa gezinize start verebilirsiniz. Ayrıca Floransa’ya ulaşım kapsamında tercih edebileceğiniz bir diğer yöntem de şehirlerarası otobüslerdir. İtalya’nın hemen her şehrinden Floransa’ya şehirlerarası otobüsleri kullanarak konforla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Floransa’da ulaşım şehir içi toplu taşıma araçları ve elbette demiryolu aracılığıyla sağlanıyor. Şehir içinde hemen her noktaya otobüsler yardımıyla ulaşım sağlayabilirsiniz. Bunun dışında tren seferleriyle Floransa seyahatinizi genişleterek diğer İtalyan şehirlerini de keşfetmeniz mümkün. Şehre 4 km uzaklıkta olan Amerigo Vespucci Havalimanı’ndan Floransa’ya ulaşmanız ise sadece 15 dakika sürecek.
Havalimanından şehir merkezine ulaşım sağlamak için havaalanı ve şehir merkezi arasında özel olarak hizmet sağlayan otobüslerden yararlanabilirsiniz. 05:30-23:45 saatleri arasında hizmet veren bu otobüsleri kaçırmanız durumunda şehre taksi yardımıyla da konforla ve kolaylıkla ulaşım sağlayabileceğinizi belirtelim.
Floransa’da ulaşım konusunda bilmeniz gereken bir diğer noktada Firenze Card. Bu kart, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan şehrin ulaşım sorunlarını çözmek ve ziyaretçilerin birçok ayrıcalıktan yararlanmasını sağlamak amacıyla geliştirilmiş. Seyahat planınızdan önce internet üzerinden satın alabileceğiniz Firenze Card, birçok cazip teklif vadediyor.
Firenze Card satın alarak kartın ilk kullanımından itibaren geçerli olacak şekilde 72 saat boyunca kentteki 72 müzeye ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz. Hatta bazı müzelere giriş konusunda önceliğiniz de olacaktır. Aman canım bu ne ifade ediyor demeyin. Bu kent yılın her dönemi milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor ve birçok müzede uzun giriş kuyruklarıyla karşılaşmanız olası.
Firenze Card’ın iki farklı seçeneği olduğunu da belirtelim. Klasik kartın yanı sıra Firenze Card+ (Plus) da satın alabilirsiniz. Bu kart size tüm Firenze Card ayrıcalıklarının yanı sıra kentteki tüm toplu ulaşım seçeneklerinden ücretsiz olarak yararlanmanızı sağlayacak. Ayrıca birçok iş yeri, restoran ve kafede Firenze Card+ ile indirim hakkı elde edebilirsiniz.
Floransa’da konaklayabileceğiniz son derece geniş yelpazeli seçenekler bulunuyor. Pek tabi yılın her dönemi milyonlarca ziyaretçiyi kucaklayan bir şehir de konaklama seçenekleri de son derece gelişmiş olmalı. Geniş yelpazeli seçeneklerden kastımız her bütçeye hitap eden alternatif konaklama tesislerinin bulunduğuydu.
Floransa’da; dünya standartlarının üzerinde hizmet anlayışı olan beş yıldızlı konaklama tesisleri bulunduğu gibi dört yıldızlı orta ölçekli tesisler ve üç yıldızlı daha bütçe dostu konaklama alternatifleri de yer alıyor. Özellikle tren garı çevresi bu noktada size önerimiz olacak. Hem şehrin merkezine oldukça yakın hem de konaklama alternatifleri daha az maliyetli.
Bununla birlikte kentteki konaklama tesislerinin büyük bir bölümü, turistlerin en çok uğrak noktası olan Signoria ve Duomo Meydanlarının etrafına yayılmış durumda. Buradaki oteller, şehre daha hızlı ve kolay hükmetmenizi sağlayabilir. Ayrıca her iki meydan yeme-içme imkanları bakımından da son derece gelişmiş olduğundan burada konaklamanız halinde alternatifleriniz geniş olacaktır.
Kentin önemli merkezlerinin yanı sıra halkın daha yoğun bulunduğu bölgelerde de oteller yer alıyor. Buralardaki konaklama seçenekleri Floransa kültürünü yakından gözlemlemek için son derece ideal. Yalnız bu alternatiflerin şehir merkezinden bir miktar uzakta olduğunu da belirtmeliyiz.
Her bir detayıyla ziyaretçilerine cömertliğini açıkça gösteren Floransa, elbette yeme-içme olanaklarıyla da fazlasıyla memnuniyet uyandıracak bir kent. Burada en çok dikkat etmeniz gereken durum, Floransa’nın tipik bir Akdeniz şehri olmasıdır. Tıpkı Yunanistan ve diğer birçok Akdeniz şehrinde olduğu gibi burada da restoranlar gün içerisinde belli saat aralığında hizmet veriyor.
Floransa’da kahvaltı servisi bulunmayan bir restoran çoğunlukla öğlen saatlerinde açılıyor. Öğlen yemek servisleri çoğunlukla 12:30’da başlıyor ve 17:30’da sonlanıyor. Akşam yemeği için başlangıç saat ise 19:00. Gece 00:00’a kadar akşam yemeği servislerinden yararlanabilirsiniz. Bununla birlikte kentin önemli turistik bölgelerinde bu yerel çalışma sistemi benimsenmiyor.
Özellikle Duomo Meydanı ve Signoria Meydanı gibi gezginlerin günün her saati akın ettiği merkezlerde daima yemek yiyebileceğiniz açık bir restoran bulabilirsiniz. Restoranlar için dikkat etmeniz gereken açılış ve kapanış saatlerinin üzerinde durduktan sonra şimdi Floransa’da hangi lezzetlerin tadına bakabileceğinize gelebiliriz.
Efendim bu kent dedik ya her ne kadar Akdeniz’e kıyısı olmasa da tipik Akdeniz şehri. Bununla birlikte Floransa aynı zamanda bir İtalyan şehri. Dolayısıyla İtalyan mutfağından seçkin lezzetlerin tadına bakmanız için oldukça geniş yelpazeli alternatifler bulunuyor. Özellikle şehrin yöresel restoranlarının oldukça ünlü olduğunu belirtelim.
Bu restoranlarda doğrudan Floransa yemek geleneğine ait lezzetlerin tadına bakabilirsiniz. İtalyan mutfağından şaşmadan dünyanın en iyi pizzalarını yemek istiyorsanız yine doğru yerde olduğunuzu söyleyelim. Günün her saati pizza bulabileceğiniz bu şehirde aynı zamanda her bütçeye uygun alternatifler bulunuyor.
Ultra lüks restoranların yanı sıra geleneksel motiflerle bezenmiş restoranlarda daha düşük maliyetlerle eşsiz lezzetli pizzaların tadına bakabilirsiniz. İtalya’da olduğunuzu unutmamanız için yemek alternatifleri arasında makarna olduğunu da belirtelim. İtalya’nın dünyaca ünlü makarnalarının yadına bakabileceğiniz birçok restoran şehrin farklı noktalarında yer alıyor.
Yöresel lezzetleri keşfetme arzusunda olanlara ise özelikle yaz aylarında ilk önerimiz Gelato olacak. Tipik bir dondurma gibi görünüyor olsa da Gelato, farklı ve eşsiz bir lezzet. Signoria ya da Duomo Meydan’ının her bir köşesinde Gelato tezgahlarını görebilirsiniz. Mutlaka bu eşsiz lezzetin tadına bakmanızı öneririz.
Floransa’da et tutkunlarını da tatmin edecek yeme-içme seçenekleri bulunuyor. Yerel hayvanların eti kullanılarak yapılan Bistecca Alla Fiorentina, et severler için kusursuz bir tercih olacaktır. Ayrıca Floransa gezinizde muhteşem aromalarıyla dünyada ün edinmiş farklı meyvelerden üretilen likörlerin tadına bakmanızı da öneriyoruz.
Floransa gece hayatı, eğlence tutkunlarını tatmin edebilecek düzeyde. Elbette bu şehir bir sanat ve kültür kenti. Dolayısıyla Floransa’dan dünyanın en iyi eğlence mekanlarını beklemek biraz da şehre haksızlık yapmak olacaktır. Buna karşın Floransa’da eğlenceyi doruklarda hissedebileceğiniz farklı konseptlerde hizmet sağlayan eğlence mekanları bulunuyor.
La Dolca Vita, Floransa eğlence kültüründen barındırdığı izlerle ziyaretçilerin en gözde mekanlarından biri. Daha önce tadına hiç bakmadığınız alkollü kokteyller ve benzersiz müzik anlayışına ev sahipliği yapan bu mekanda kusursuz bir gece geçirebilirsiniz. Şehrin diğer cazibe merkezi eğlence mekanları ise; Tenax, Del Voni ve Negroni.
Floransa, günün ve gecenin her saati milyonlarca ziyaretçisiyle yaşayan bir şehirdir. Her daima hareketli olan şehirde gece hayatının yanı sıra festivaller ve sosyal aktiviteler de oldukça yaygın. Tüm görkemi, ihtişamı, sanat eserleri ve kültürel arka planıyla Floransa, yurtdışı turları kapsamında seyahat planlarınızın içerisinde yer almayı fazlasıyla hak ediyor.