Sanırım insanların en çok tercih edeceği Yapay Zeka türü bu olurdu. Neden mi? Çünkü bu tür insanların hislerini, duygularını, kısacası üçüncü türden yakınlaşmaları algılayabilen bir sisteme sahip. Davranışların kaynağı olan motivasyonları ve beklentileri algılayıp sosyal olarak etkileşime geçebilecek programlamaya sahip olan bu yapay zeka türü henüz hayata geçirilmemiş olsa da uzmanlar tarafından geleceğin Yapay Zeka sınıfı olarak görülmekte. Düşünsenize bir Yapay Zeka geliştiriliyor ve sizin nasıl hissettiğinizi anlayabilme özelliğine sahip. Yakın arkadaşınızdan ya da annenizden farksız olarak sizi teselli edebiliyor, motivasyon sağlıyor, beklentilerinize cevap verebiliyor? Bunun bir Yapay makine tarafından yapılacak olması düşününce biraz korku dolu görünse de geleceğin popüler buluşlarından biri olacağı kesin! Unutmadan, bu yapay zeka türüne Star Wars evrenindeki R2-D2 ve C3PO robotlarını örnek verebiliriz.
Ve son olarak insanlığa en yakın şekilde programlanmış bir yapay zeka türü diyebileceğimiz öz farkındalığa sahip bir türden bahsedeceğim. İsminden de anlaşılabileceği gibi zihin teorisinin bir uzantısı olarak düşünebileceğimiz ve içinde bulunduğu durumu fark edebilen, başkalarının hislerini tahmin edebilen, kendi benliği hakkında fikir yürütebilen, ve tüm bunlar üzerinden bir çözüme ve sonuca varabilen, kısacası insan zekasının yapabildiği her şeyi eksiksiz yapabilen bir yapay zeka türü Benlik Farkındalığı. İnfografiğe göre bilinçli, duyarlı ve hatta artık tereddütsüz zeki olarak tanımlayabileceğimiz bu tür, makinelerin gelecekteki jenerasyonları olarak da tanımlanmakta. Bu yapay zeka türüne verebileceğimiz örnek sayısı ise oldukça fazla diyebilirim. WestWorld dizisindeki Host karakterleri, Ex Machina filmindeki Eva ve Humans sentetikleri örnek verilebilir. Ve hatta Blade Runner replikantlarını da bu örneklere ek olarak ekleyebiliriz.
Biliyorum bu konu bir çoğumuzun kafasını oldukça fazla karıştıran bir konu. Hatta bazılarımız anlamakta güçlük çektiğini bile dile getiriyor. Ben bu blogumda sizlere yapay zekanın ne olduğundan ve nasıl işlediğinden bahsedeceğim. Ve öncelikle daha anlaşılabilir olabilmesi adına yapay zekanın tanımını biraz sadeleştirmek istiyorum. Bir takım makinelerin kompleks problemlere tıpkı biz insanlar gibi çözümler üretebilmesini sağlayan 21. yüzyıl popüler projelerinden biri Yapay Zeka. Tabi ki bu en basit ve en kısa tanımı. İşin içine girdiğimizde daha kompleks tanımlarla karşılaşmayanımız yoktur diye düşünüyorum..İlk olarak Amerikalı bilgisayar bilimci olan John McCarthy tarafından 1956 yılında ortaya atılan bu proje, robotik otomasyon sürecini tamamlamış ve gerçek robotiklere kadar her şeyi kapsayan bir terim halini almış durumda. Bazılarımıza çok korkunç ve sonumuzu getirecek bir buluş olarak gelse de yapay zeka daha şimdiden zekasıyla bir çok işi kusursuz başarmış durumda.Peki nasıl işler bu Yapay Zeka, türleri nelerdir? Hadi gelin öğrenelim!
Yapay Zeka tasarımcıları tarafından kendi içerisinde basit bir şekilde 2'ye ayrılıyor. Zayıf(dar) ve Güçlü(genel) olmak üzere iki ayrı türde incelenen Yapay Zeka aslında çok da yabancı olduğumuz bir buluş sayılmaz. Hatta örnek vermek gerekirsek telefonlarımızda bulunan Siri uygulaması da en basit yapay zeka örneği olarak aklımızın bir köşesinde bulunabilir. Güçlü Yapay Zeka denilen şey ise Siri örneğinden farklı olarak insanın bilişsel yeteneklerine sahip olabilen, yani hiç bilmediği bir konu hakkında bir soru sorulduğunda tıpkı bir insan gibi düşünerek çözüm üretmeye çalışan bir zekaya sahiptir. Kısacası öğrenme, öğrenileni uygulayabilme, ve farklı çözüm yolları üretebilme üzerine tasarlanan bu sistem Yapay Zeka'yı kendi içerisinde bir çok çeşide ayırıyor. Profesör Arend Hintze'e göre ise Yapay Zeka'yı 4 başlık altında inceleyebiliyoruz. İşte o başlıklar..
Hareketleri analiz edebilen ve analiz sonucunda edindiği bilgiler dahilinde stratejik bir çözüm üretebilen Yapay Zeka türüne reaktif makineleri örnek verebiliyoruz. Kısacası formun en basit hali diyebileceğimiz bu tür çevredeki ve etrafındaki durumu algılıyor ve gördüklerine göre bir davranış geliştiriyor. Tamamen tepkisel olan bu Yapay Zeka türünde dolayısıyla anılara dair bir veri bulmak söz konusu olmuyor. Bu yapay zeka türüne verilebilecek en iyi örneklerden biri ise Dünyaca ünlü satranç şampiyonu Garry Kasparov'un 1997'de Deep Blue adlı bir yapay zekayla satranç oynaması ve oyunda yenilmesidir. Deep Blue aslında hiç bir bilgiye ve veriye sahip değilken tamamen karşısındaki rakibin hareketlerini algılayarak ve sentezleyerek yeni bir davranış geliştirmiş ve 3 dakika içerisinde ortalama 540 hamle hesaplayabilecek kapasiteye erişmiştir. Bir diğer örnek olarak ise insan Go oyuncularını yenmeyi başaran Google'ın ürettiği AlphaGo'yu örnek gösterebiliriz.
Bu zeka türünü de kısaca şöyle açıklayabiliriz. Geçmişte ona verilmiş olan bilgileri toparlayarak hafızasında mevcut programlanmış olan bilgilerin üzerine ekleyen Yapay Zeka türüdür. Günlük hayatta farkında olmasak da sıkça karşımıza çıkan bu yapay zeka türüne örnek olarak ise şeritleri değiştirebilen sürücüsüz araçları gösterebiliriz. Ayrıca bunlar dışında chatbot çeşitleri ve kişisel sanal asistanlar da örnek olarak gösterilebilir. Yalnız şunun da bilinmesi gerekiyor ki bu zeka türü her ne kadar yeni edindiği bilgileri hafızasında var olan programlamanın üzerine ekleyebiliyor ve bizimle bir kaç adımlı şekilde iletişim kurabiliyor olsalar da henüz bizimle uzun uzun sohbet edebilme yetisine sahip bir tür değil.