İstanbul’un Eminönü ilçesinde yer alan tarihi park, Topkapı Sarayı ve Sarayburnu arasında bulunur. Osmanlı Dönemi’nde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olarak kullanılan park, içerisinde bulundurduğu korular ve gül bahçeleriyle bilinirdi. Dönemin sanat anlayışı ve kentsel açık alan olgusunu, açık alan tasarımı ve sanat objelerinin etkileşimden rahatlıkla anlayabileceğimiz bir parktır Gülhane. Tarihi anlamda da önemli olan Gülhane Parkı, Tanzimat Fermanı’nın 3 Kasım 1839’da Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa tarafından halka okunduğu yerdir. Hakkında tutuklama kararı çıkarılan Nazım Hikmet, kaçkın şekilde yaşamaya başladıktan sonra bir gün sevgilisi ile Gülhane Parkı’ında buluşmak ister. Polislerin gelmesi üzerine bir Ceviz Ağacına tırmanan Nazım, Ceviz Ağacı adlı şiiri burada kaleme alır. Cem Karaca’nın yorumuyla ve Gülhane’nin eşsiz atmosferiyle şiir ölümsüzleşir.
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda…
İstanbul’un Kadırgalar Vadisi’nde bulunan park Maçka, Dolmabahçe ve Nişantaşı semtlerine yayılan geniş bir alanda varlığını gösterir. Ihlamur, Kavak, Gürgen, Kestane, Meşe, Akasya, Çınar, Şimşir, Kızılağaç, Ceviz, Dişbudak ile birlikte daha pek çok ağaç veya çalı grubunu barındıran park üzerinden geçen bir teleferik de bulunur. Maçka ve Taşkışla’yı bağlayan bu teleferik hattından parkı yukarıdan da izleyebilirsiniz. Maçka Parkı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin mimarlık ve yabancı diller fakültelerinde yakın olmasından dolayı her gün yüzlerce öğrenci ağırlar. Gençlerin uğrak mekanı olan bu parkta yılın her mevsimi oturup bira içenleri, genç öğrencileri veyahut yürüyüş yapanları görebilirsiniz.
Kadıköy ilçesinin namı değer Moda semtinde bulunan bu kamusal alan özellikle bahar ayları rengarenk, cıvıl cıvıl oluyor. Evcil hayvanlarını gezdirenler, katlanabilir sandalyelerini kapıp balık tutanlar, biralarını alıp gelen gençler ve çocuklarıyla yürüyüşe çıkan aileler gibi toplumun farklı katmanlarından insanları buluşturuyor Moda Parkı. Eğer gözlem yapmayı seviyorsanız, bu parkta kentsel açık alanlarda kişilerin neden daha rahat bir tavır sergilediğini anlayabileceğiniz yani toplumu sosyolojik açıdan daha katmansız görebileceğiniz bir ortam bulacaksınız. Restoranda yan masamızda oturan kasıntı müşteri, burada gitar çalıp şarkı söylüyor ya da uçakta birinci sınıf uçan müşteri, sahilde bir duble rakı içiyor. Sadece Moda Parkı değil tüm kentsel açık alanlar, herhangi bir maddi ölçüye göre değil halk olgusu önceliğiyle tasarlandıkları için ziyaretçileri de o şekilde davranıyor. Her mevsim güzel olan Moda Parkı’nı mutlaka görmelisiniz.
Japonya ve Türkiye iş birliği ile yapılmış olan Japon Bahçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından yönetilir. Türkiye’de 2003 yılının Japon yılı ilan edilmesi ile yapılan Baltalimanı Japon Bahçesi, harika doğası ve manzarası ile iki ülkenin kardeşliğini sembolize eder. Çay odası, şelale, gölet gibi elamanları bulunan Japon Bahçesi’nde Japonya’nın temsili haline gelmiş Sakura Ağaçları da bulunur. Yılın her mevsimi ayrı bir güzelliğe sahip Japon Bahçesi’nin girişleri de ücretsizdir. Japonların harikulade bahçe kültürlerini deneyimlemek için İstanbul’da mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir.
Ağaç Parkı olarak düşünebileceğiniz Arboretum terimi, botanikle ilgili bilimsel araştırmaların da yürütüldüğü önemli bir merkezdir. 1949 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Hayrettin Kayacık’ın talebi üzerine yapılmış olan bu geniş ağaç parkının yapımı bazı sorunlardan dolayı tam 33 yıl sürmüş ama sonuç muhteşem! Bir ağaç müzesi olan Arboretum tahmin edemeyeceğiniz kadar çok çeşitte ağaç barındırıyor. Pazartesi günleri kapalı olan parkı, diğer günler sabah dokuz ve akşam beş saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
1940’ta dönemin belediye başkanı tarafından kamulaştırılan Emirgan Korusu, içerisinde fotoğrafı çekilesi pek çok yer barındırıyor. Doğal güzellikleriyle, köşkleriyle, piknik alanları ve seyir teraslarıyla meşhur bu güzel koruya gitmeden yanınıza mutlaka fotoğraf makinenizi alın. Park içerisinde yer alan Sarı Köşk, Osmanlı zamanının süsleme sanatlarını en iyi şekilde yansıtır ayrıca burada boğaza karşı şahane bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Özellikle Pazar kahvaltıları için tercih edilen Emirgan Korusu, İstanbul’a gelen herkesin mutlaka tanıması gereken bir güzellikler bütünüdür.