Merhaba, 13- 16 Ocak 2019 tarihinde yaptığımız Kars seyahatimizi sizinle detaylı şekilde paylaşmak istiyorum. Bence herkesin fırsat yaratıp gitmesi gereken bir yer ve biz bu seyahatimizde öyle çok eğlendik ki, daha dönüş yolundayken acaba tekrar ne zaman gidebiliriz diye düşünmeye bile başladık.
Öncelikle Tren biletini bulmanın kolay olmadığını söylemek isterim.(Örtülü kuşet için konuşuyorum) Pulman da her zaman yer bulabilmeniz mümkün ama Pulman’da gitmek sizi tatmin etmeyeceği gibi 24 saat kalabalık bir ortamda oturarak gitmenin hiçbir anlamı olmadığını ve çok zor olacağını söylemek isterim. Bu nedenle seyahatinizi daha da kolaylaştırmak ve taksitle ödeme seçeneklerini değerlendirmek isterseniz Doğu Ekspresi ile Kars Turu'nu tercih edebilirsiniz.
Ben, eşim, 4 yaşında oğlum ve kuzenim ile bu seyahati planlarken tren biletinin bu şekilde karaborsa olduğunu açıkçası bilmiyordum. Millerimiz ile 2 ay öncesinden Kars’a gidiş biletimizi kestirdik ve tren biletinin de son 1 ay kala alınabildiğini öğrendik. Otel rezervasyonları ve Ankara’dan İstanbul’a dönüş biletlerimizi de aldık ve tren biletlerinin satışa açılmasını bekledik. Son 1 ay kala gece 02:00 ila 03:00 arası istediğimiz tarih olan 15 Ocağın satışa çıkacağı gün sabaha kadar bilgisayar başında nöbet tuttum bilet almak için ama maalesef başarılı olamadım. Çünkü örtülü kuşet ve yataklı vagon biletleri daha öncesinden turlara kapatılarak çıktığından alma şansınız pek olmuyor. Ama yine de denemenizde fayda var. Baktınız yerler satılmış deyip pes etmeyin. Sayfayı devamlı yenileyerek devam edin çünkü ödeme kısmında başarılı olamayan kimseler olunca yerler ara ara açılabiliyor. Biz bu şekilde birkaç yer bulduk ama 4 kişilik tek oda baktığımız için alamadık. (Biletin satışa çıktığı ilk akşam için konuşuyorum) Sonrasında baktık şansımız yok mecburen Pulman aldık ama içimiz hiç rahat değildi tabi çünkü biz bu rotayı sırf Doğu ekspres Treninin yataklı odalarında seyahat etmek için istemiştik. Sonrasında telefonlarımıza TCDD’nin uygulamasını indirdik ve gün içinde fırsat buldukça her daim girip biletlere bakar olmuştuk. Her gün en az 6-7 kere. Derken seyahatimize 10 gün kala eşim aradı ve yer açılmış hemen alalım dedi. Biz hemen 4 kişilik bir odayı alıverdik. 5 dakika sonra açılan 4 ve 2 kişilik yerler tabiki bitmişti. Yani diyeceğim şu ki, yer yok deyip ümidinizi kesmeyin ve durmadan kontrol edin. Çünkü iptal edenler olabiliyor ve bir bakıyorsunuz yer var. Diğer bir olay da şu; Tur şirketleri satamadıkları biletleri 1 veya 2 gün öncesinden iade ediyor. Yani istediğiniz tarihten bir gün önce bakarsanız mutlaka yer açıldığını görmüş olacaksınız. Keza biz Karstayken biletimizin olduğu ertesi güne meraktan baktığımda açılmış örtülü kuşetli vagonlar vardı. Bilet olayını daha fazla uzatmadan seyahatimizin detaylarına girmek istiyorum.
Biz İstanbul Sabiha Gökçen’den Anadolu jet ile 13:20 de uçağa bindik ve saat 15:20 de Kars Havaalanında iniş yaptık. Önceden Transfer olayını hiç düşünmemiştik ama gerek de yokmuş zaten çünkü Havaalanından çıkar çıkmaz 2 tane büyük servis olduğunu gördük (Uçak saatlerini bildiklerinden hazırda bekliyorlardı) Bir tanesi Adıyama’a , diğeri de Kars şehir Merkezine gitmekteydi. Kişi başı 5 TL ödeyerek bu servislerle Şehir Merkezindeki otelimizin hemen önünde iniverdik. Kaldığımız otel (İpekyolu idi) Gayet temiz ve çalışanları çok ilgili. Otele girdiğimiz anda hemen karşıladılar ve çay kahve ikram ettiler. Sohbet ederken ertesi gün Ani Harabelerine ve Çıldır gölüne gitmek istediğimizi söyledik ve bize sabah dokuzda servisin gelip bizi alabileceğini, önce Ani Haraberlerine götürüp orada 2 saat bizi bekleyip sonrasında çıldır gölüne götüreceğini ve ardından da Kafkas Müzesine götüreceğini söyledi. Fiyatı ise kişi başı 50,00 TL dediler. Bize çok uygun geldi çünkü kendi başımıza Taksi ile gitsek çok daha maliyetli olacaktı ki, Çıldır gölü ile Ani harabeleri birbirine tamamen zıt yerdeler ve her iki yere de yaklaşık 1 saat yol sürüyor. Bu sevinçle hemen odamıza yerleştik ve şehri gezmek için dışarı çıktık. Her yerde peynirci dükkanları vardı müthiş şekilde ve gezerken kendimizden geçtik. Tabiki İstanbuldaki eş dost ve akrabalarımız için peynir aldık. 400-500 gramlık kesiyorlar ve vakumluyorlar. Kilosu 30 TL Kars Kaşarının. Çok pahalı değil yani. Fazla fazla alın çünkü gelince herkes soruyor inanın Kars kaşarı getirdiniz mi bize diye. Peynirciler de çok ilgili tabiki herkes akın akın peynir aldığından onların da geçim kaynağı. Zaten girer girmez ikramlık birçok peynir tattırıyorlar size. Kartlarını veriyorlar ve İstanbul’a döndüğünüzde Kargo ile de siparişinizi gönderiyorlar. Peynirlerimizi alıp şehri biraz gezdikten sonra odamıza geri döndük.
O akşam oradaki başka bir gezgin grup ile sohbet ettiğimizde bize aslında İstanbul'a dönmeden önce mutlaka Sarıkamış'a gitmemiz gerektiğini söylediler ama malesef bizim tam gün olarak sadece bir günümüz vardı ve Ani Harabeleri ile Çıldır gölü'nü görmeyi tercih etmiştik. Ama siz Kars için en az 2 tam gün ayırın derim ve mutlaka Sarıkamış'ı da görün. Çok güzel bir yermiş ve teleferik ile yukarılara çıkarken harika manzaralar görmekteymişsiniz. Bize öyle güzel bahsetti ki oraya 1 gün önce giden bir gezgin amca vallahi gidemeyecek olmamıza çok üzüldük. Gezgin amca emekliydi ve Bodrum'dan tek başına 1 haftalığına gelmişti Kars, Adıyaman ve etrafını gezmek için.
Kars'a gittiğimiz ilk akşam Pushkin
restoranı tercih ettik ve gittiğimiz akşam da Kafkas gösterisi olduğunu
öğrendik. Önce yer bulamadık ama benim yine pes etmeyip birkaç arama daha
yapmam ve ricalarda bulunmam sonrasında yer bulabildik. (İyi ki de bulmuşuz) O
akşam restorana yürüyerek gittik çünkü çok yakında şehir merkezine ve set menü
yapmışlardı kişi başı 70.00 TL ve 90.00 TL ‘lik. (90 TL’lik olan kaz etliydi)
Menüleri ekliyorum buraya. Yemekler çok güzeldi. Kaz eti de gayet iyiydi. Kars’a
gidip de Kaz eti yemeden dönemezdik elbet. Yemek bitince saat 21:30 gibi
dansçılar gelmeye başladı ve harika bir Kafkas dansı izledik. Çok ama çok güzeldi.
4 yaşındaki oğlum bile ilgiyle izledi ve anne ne olur bitmesin diyordu. Gösteri
bittikten sonra da dansçılar bir çok kişiyi dans etmeye kaldırdı ve benim oğlum
da onlarla dans etti. Oradan çıktık mis gibi hava eşliğinde otelimize yürüdük. Kar
yağıyordu hafiften ve yerler parıl parıl parlıyordu. Orada karın böyle bir
özelliği varmış. Kristal kar diyorlardı ve görüntü muhteşemdi.
Kars'daki 2.gecemizde akşam nerede yemek yiyelim diye
baktığımızda Kamer Cafe & Restoranı bulduk yorumlar çok ama çok iyiydi.
Aradık rezerve için ama maalesef yer bulamadık. Size tavsiyem seyahatinizi
planladığınız an Akşam yemeği rezervasyonlarını da gitmeden yapmanızdır. Aksi
halde tercih edilen restoranlarda yer bulma şansınız pek olmuyor. Ben bu kadar
talep olacağını tahmin edemediğimden ben yaptırmadım ama siz yaptırın mutlaka J
Orada yer bulamayınca başka bir arayışa girdik elbet ve orada yeni açılan (15 gün önce) yeni bir restoran bulduk. Yöresel ve modern yemekler servis ediyorlardı. Darıus Cafe çok şirin çok sevimli ve tertemiz bir mekan. Menü oldukça zengin. Ben orada Hangel yedim. (Etsiz mantı) yöresel yemekleri. İnanılmaz ama inanılmaz lezzetliydi. İnanın Kars’da mutlaka yenilmesi gereken bir yemek.Etsiz Mantı üzerinde sarımsaklı yoğurt ve üzerine de karamelize soğan ama nasıl leziz..
Restoran sahibi çok ilgiliydi, çalışanlar da aynı şekilde. Restoranda bir plak var ve eski parçalar çalıyor içeride sıcacık bir ortam. Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir mekan. Hatta dönerken taksi çağırır mısınız diye rica ettik, restoran sahibi bizi arabası ile otelimize kadar bıraktı. Kars insanı gerçekten çok sıcak ve gelen kişilere karşı çok yardımseverdi.