Yaz
aylarının gelmesi ile birlikte hepimiz birbirinden farklı tatil planları
yapmaya başladık. Hepimizin tatilde yaşamak istediği deneyimler ve beklentiler
farklı olsa da genellikle yaz aylarında deniz, kum ve güneş odaklı planlar
yapıyoruz. Bunun içinde ilk tercihimiz genellikle Akdeniz Bölgesi oluyor.
Tatilinizi sadece yüzerek ya da güneşlenerek geçirmek istemiyorsanız Ege’den
başlayarak Akdeniz’in en güzel koylarına uzanan bir Likya Turu gezisine ne
dersiniz?
Antik Likya Uygarlığı, Işık Ülkesi olarak adlandırılan bölgede 23 kentten oluşuyor. Kültürel açıdan ülkemizin en zengin bölgesinde yer alan Likya Yolu, görebileceğiniz çok fazla antik kent, yapıtlar, koylar ve doğal güzellikleri barındırıyor. Likya Yolu boyunca Akdeniz’in birbirinden eşsiz güzelliklerine şahit olabilir aynı zamanda doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
Likya Turu, Fethiye’den başlayarak Kemer’e kadar uzanan upuzun bir tatil rotası sunuyor. Ege Turları ve Akdeniz turlarının neredeyse tamamını oluşturan bu tur boyunca Ege ve Akdeniz’in en güzel koylarını görme fırsatına sahip olurken aynı zamanda tarihi ve turistik yerleri görebilirsiniz. Böylece yaz tatiliniz boyunca unutamayacağınız anlar yaşayıp anılar biriktirebilirsiniz.
Likya yolu, Dünya’nın en uzun mesafe yürüyüş parkurları arasında yer almasının yanı sıra pek çok medeniyetin izlerini taşıyan harika bir tur rotasıdır. Bu rota boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşıyan antik kentleri, şehir kapılarını ve antik tiyatroları görme şansına sahip olabilirsiniz. Kültür Turu yapmak isteyenler için de oldukça zengin bir içeriğe sahip olan Likya Yolu’nda uğrayabileceğiniz bazı antik kentleri sizler için bir araya getirdim.
Likya Yolu rotası boyunca uğrayabileceğiniz ilk antik kent durağı Pınara Antik Kenti olabilir. Fethiye’ye 45 km uzaklıkta olan bu antik kent, döneminin en önemli yapılarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü Pınara Antik Kenti mitolojiye göre 3 oy hakkında sahip olan 6 antik kentten bir tanesi…
Fethiye’den ayrılmadan önce görmeniz gereken önemli yapılardan bir diğeri ise Letoon Antik Kenti. Zeus’tan hamile kalan Leto’nun adına kurulmuş olan bu şehrin kalıntıları sizi büyülemeye yetecek. Artemis ve Apollon için yapılmış olan tapınakları gezerken kendinizi mitolojinin içinde bulacaksınız.
Zamanında Antik Likya Uygarlığı’nın başkentliğini yapmış olan Patara Antik Kenti’ni görmeden bu turu tamamlamayın. Patara Antik Kenti özellikle Bizans Dönemi’nde Hristiyanlar için önemli bir yere sahipti. Hatta Noel Baba olarak bilinen St. Nicholaos’un burada yaşadığına inanılıyor.
Likya Turunun Antalya’ya geçtiğiniz bölümünde görmeden gitmemeniz gereken en önemli noktalardan bir tanesi Aspendos Antik Tiyatrosu’dur. Sizi M.Ö 10. yüzyıla götürerek zamanda yolculuk yapmanızı sağlayacak olan bu antik tiyatronun bulunduğu şehir Anadolu’da kendi adına ilk kez para bastıran şehir olarak biliniyor. Yolunuz buraya düştüğü zaman elinizi fotoğraf makinenizden ayıramayacaksınız. Fakat yüzyıllardır milyonlarca insanın ayak bastığı bu tiyatroda oturarak tarihin en canlı örneklerinden birini incelemeyi sakın ihmal etmeyin.
Bunlar dışında uğrayabileceğiniz anti kentleri ise şu şekilde sıralayabiliriz; Sidyma Antik Kenti, Xanthos Antik Kenti, Pydnai Antik Kenti, Phellos Antik Kenti, Aperial Antik Kenti ve Simena Antik Kenti.
Likya
Turu’na çıkacak olanlara bir uyarı yapacak olursak eğer uğradığınız koylarda
göreceğiniz doğal güzelliklere aşık olmaya hazır olun!
Fethiye’den Kemer’e uzanan bu yolculuk boyunca birbirinden şahane koylarda yüzmenin ve dalış yapmanın tadını çıkarabilirsiniz. Akdeniz’in en önemli ve en güzel dalış merkezlerini bünyesindee barındıran Kaş’ta kanyon, batık ve gece dalışı gibi farklı seçenekler ile karşı karşıya kalacaksınız. Dalış yapmak için en uygun noktaları arayanlara ise Oasis, Likya Batığı, Besmi Resifi ve Kanyon - Dimitri Batığı’nı öneriyorum. Ayrıca deniz altında zamanın durduğu bir dalış noktası olan “Tünel” size unutamayacağınız bir dalış deneyimi yaşatabilecek noktaların başında geliyor.
Likya Turu yapmak isteyenlerin en önemli avantajlarından bir tanesi de tarihi ve turistik yerleri görmenin yanı sıra macera dolu anlar yaşayabilecek olmalarıdır. Bu tur boyunca hayatınız boyunca unutamayacağınız anlar yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz.
İlk olarak Likya Turu’nun önemli noktalarından biri olan Ölüdeniz’e gittiğiniz zaman üzerinizden paraşütle uçan insanları göreceksiniz. Eğer bu maceraya ortak olmak isterseniz soluğu Babadağ’da almalısınız. Bir pilot eşliğinde 25 - 30 dakika boyunca sürecek olan yamaç paraşütü ile uçuş deneyimi boyunca Ölüdeniz semalarında süzülmenin hazzını mutlaka yaşamalısınız.
Tur boyunca yapabileceğiniz adrenalin dolu bir diğer aktivite ise Saklıkent’te rafting yapmak. Fethiye’nin uğrak noktalarından biri olan Saklıkent Kanyonu hem güzelliği hem de rafting yapmaya elverişli olması nedeniyle turistlerin akınına uğruyor. Alanı gezdikten sonra adrenalin dolu bir macera yaşamak için 45 dakikadan 3 saate kadar uzayabilen rafting parkurlarında kürek çekebilirsiniz.
Likya Uygarlığı’nın en önemli kentlerinden bir tanesi olan Demre hem Kaş ve Finike arasında olan konumu hem de içinde barındırdığı turistik yerleri ile Likya Turu ‘nda mutlaka gezip görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Demre’yi önemli ve özel kılan en önemli şey ise Noel Baba olarak bilinen St. Nicholas’ın burada yaşadığına inanılması.
Demre hem doğası hem de tarihi yerleri ve müzeleri ile sizleri içine çekecek olan güzel bir kent olarak karşımıza çıkıyor. İnanç turizminin en uğrak noktalarından biri olan Demre’ye gittiğiniz zaman ilk olarak St. Nicholas Müzesi’ni ziyaret etmelisiniz. St. Nicholas Müzesi olarak bilinen bu kilisede her yıl 6 Aralık’ta yüzlerce Hristiyan’ın ziyareti ile gerçekleşen ayinler düzenleniyor.
Likya’nın en güzel kıyı kentlerinden bir tanesi olan Kaleköy diğer adı ile Antik Simena Kenti, Demre’ye yolu düşenleri selamlıyor. 1. derece arkeolojik set alanı olma özelliğini taşıyan Kaleköy aynı zamanda Kekova ve çevresinin muhteşem manzarasına ev sahipliği yapıyor.
Hem dalış meraklılarının hem de doğa aşıklarının en gözde duraklarından biri tanesi Kekova, sualtı arkeolojisi açısından ülkemizin en zengin bölgelerinin başında geliyor. Kekova yalnızca Demre’de değil tüm Akdeniz boyunca görebileceğiniz en değerli ve ihtişamlı yerlerden bir tanesi. Yer altında bulunan zenginlikleri ise dalış yaparak görebilirsiniz.