Milattan önce yaklaşık 2500'lü yıllarda inşa edildikleri tahmin edilen Mısır Piramitleri, üst üste konulan ve tanesi bir kaç tonluk kireç taşlarından oluşan yapılardır. Dönemin firavunlarına mezar olarak inşa edilen bu piramitler, başlarında bulunan mimarlar, mühendisler ve başka uzmanların yönlendirmesiyle Mısır'lı işçiler tarafından büyük çaba ve emeklerle oluşturulmuş nadide yapılardır. Mısır'da bulunan Nil Nehri'nin hemen batısında bulunan piramitlerin bu kadar büyük olmasının sebebi ise dönem halkının piramitler ne kadar büyük olursa firavunlarının da cennete o kadar yakın olacağına inanmalarından kaynaklanmaktadır. Herkesin en çok merak ettiği ve hakkında birden fazla değişik söylentinin yayıldığı yapım aşaması konusu ise aslında hiç de sandığımız kadar büyük gizemlere sahip bir olay değil denilebilir. Neden mi? Çünkü Mısır Piramitleri tamamen mantığa, bilime ve matematiğe dayalı olarak inşa edilmiş yapılardır. Yani anlayacağınız, onları ne uzaylılar yapmıştır, ne de başka mistik ve metafizik güçlerle bir bağlantısı vardır. Gelelim nasıl yapıldığına. Arkeologların ve bilim adamlarının araştırmaları gösteriyor ki halk tonlarca ağırlıktaki kireç taşlarını üst üste koyabilmek için toprağı kullanarak bir rampa oluşturmuş ve bu rampa üzerinden taşlar yukarıya doğru çekilmiş. Fakat yeni bir taş sırasına geçildiğinde bu düzen yeterli olmamış ve bu kez rampaların uzunluğu arttırılarak çözüm bulunmuş. Ve arkasındaki bu muazzam emeğe ve neredeyse 1200 kişilik bir işçi ekibine rağmen piramitlerin inşası neredeyse 20 yıldan fazla sürmüş. Buradan da firavunların piramitleri bir nevi vasiyet olarak istedikleri sonucuna varabiliriz.. Peki bu piramitlerin hepsi aynı mı? Boyları niçin farklı? İşte şimdi size bu önemli piramitlerin hikayelerinden tek tek bahsetme zamanı..
Giza^da bulunan üç görkemli piramidin biraz doğusuna inşa edilmiş olan, yarı insan, yarı aslan vücutlu bir heykel Sfenks.. İsa'dan önce 2500'lü yıllarda firavun Khafre tarafından yapıldığı düşünülen bu muazzam yapıya dair aslında net bir bilgi mevcut değil. Antik olduğu kadar efsanevi bir yaratık da diyebileceğimiz Sfenks'i tam betimlemek gerekirse gövdesi uzanan bir aslanı, kafası ise bir firavun kafasını tasvir etmektedir. Aslanların güneş ile bağlantıları nedeniyle Mısır halkı aslanları kutsal sayardı, bu nedenle de Sfenks'in vücudu bir aslan vücudu olarak inşa edilmiştir. En büyük Sfenks, Nil Nehri'nin batı kıyısında bulunan Büyük Gize Sfenks'i olarak bilinmektedir. 73 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğinde olan bu devasal yapı doğan güneşi ve firavunun yeniden doğuşunu temsil etmektedir. Doğuya dönük inşa edilme sebebi ise her sabah yüzünü güneş tanrısı olan Ra'ya dönebilmesi içindir. Antik Mısır halkının bu heykele ne isim verdiği henüz bilinmiyor olsa da Büyük Sfenks'e Arapça'da " Dehşetin Babası " anlamına gelmektedir.
Milattan önce 3000'li yıllarda eski krallık dönemi zamanlarında yapıldığı düşünülen Giza Piramitleri, isimlerini aldıkları firavunlar tarafından yapılmıştır. Keops, Kefren ve Mikerinos adında üç farklı piramitten oluşan Giza Piramitleri dünyanın en büyük piramitleri olarak bilinmektedir. Aslında Mısır'da bir çoğumuzun bilmediği yüzlerce farklı boyutlarda piramitler bulunmaktadır fakat özellikle bu piramitlerin biliniyor olması üzerlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldığı hakkında yeterli bilgi sahibi olmuyor oluşumuzdandır. Bir rivayete göre gökyüzünü incelemek için de yapıldığı söylenen bu piramitler günümüze kadar hiç bir hasara uğramadan da gelmiş olmaları ile oldukça ilgi görmektedir. O zaman Giza Piramitlerini oluşturan bu 3 önemli piramitten bahsedelim biraz. İlk sırada yer alan Keops piramidi Dünya'nın yedi harikası içinden günümüze kadar gelebilen tek yapı olması ile özeldir. Keops piramidi aslında milattan önce 2800'lü yıllarda hüküm süren hükümdar Keops'un mezarı olarak inşa edilmiştir. 138 metre yükseklikteki bu piramidin iç ortasında tepeden yaklaşık 100 metre aşağıya kadar ve zeminden 40 metre yukarıya kadar firavun odası bulunmaktadır. Firavunun mumyası, özel eşyaları ve hazineleri bu odanın içerisinde saklanmaktadır. Mikerinos piramidi ise Gize piramitlerinin en küçüğü olarak bilinmektedir. 66.5 metre yüksekliğe sahip olan piramidi diğerlerinden ayıran en önemli ayrıntı ise defin odasının aşağıda bulunuyor olmasıdır. Ve son olarak Kefren piramidi ise 143.5 metre yüksekliğe sahip bir Giza piramididir. Firavun Kefren'in oğlu tarafından yapıldığı düşünülen piramidin özelliği ise en üst kısmında bulunan koruyucu kaplamanın hasar görmeden günümüze kadar gelebilmiş olmasıdır.
Diğerlerinden farklı olarak kırmızı ve kızıl kireç taşlarının birleşiminden meydana gelen Kırmızı Piramit ise Keops ve Kefren piramitlerinden sonra gelen üçüncü büyük Antik Mısır güzelliği denilebilir. Uzunluğu 105 metreyi bulan Kızıl Piramit, diğerleri kadar çok bilinmiyor olsa da Antik Mısır topraklarında mutlaka görülmesi gereken görkemli yapılardan bir tanesi.. Özellikle pürüzsüz bir yüzeye sahip olması ve güneş kızıllığında tonlar barındırması ile yerel halk tarafından " Yarasa Piramidi " olarak da anılan bu piramit de en az diğerleri kadar özel..
Aslında bu devasal ve görkemli yapıların bir çok detayından yukarıdaki başlıklarda bahsettim sayılır, ama yine de bilinmeyenleri anlatmakta fayda var.. Çok şaşıracağınıza emin olduğum bir kaç özellikten daha bahsetmek istiyorum sizlere. Mesela piramitlerin yapıldığı kişinin odasına yılda yalnızca iki defa güneş girdiğini biliyor muydunuz? Bunu ilk duyduğumda beni çok şaşırtmıştı. Bir diğer piramitlerle ilgili enteresan bir özellik ise mumyaların yüksek miktarda radyoaktif barındırıyor olması sebebi ile keşif için oraya giren 12 bilim adamının kanserden ölmüş olmasıdır. Yukarıda da sözünü ettiğim gibi bu piramitler inanılmaz ve kusursuz bir matematik hesabı sonucunda inşa edilmiş yapılardır. Bunun en büyük kanıtı ise Giza Piramitleri'nin aralarındaki mesafenin Pisagor üçgenine göre belirlenmiş olmasıdır. Büyük piramidin tepesinde bulunan kısım kuzey kutbunu, çevresi ise ekvatorun uzunluğunu temsil etmektedir. Ve bu piramitlerin içinde ne olduğu hakkında kesin bir bilgi maalesef yoktur hatta bazı araştırmacılar piramitlerin içerisinde kaybolmuş ya da tam içeri girememişlerdir..