Bosna Hersek'ten Makedonya'ya, Arnavutluk'tan Karadağ'a kadar bir çok güzelliği kalbinde barındıran bir bölge Balkanlar.. Birbirinden farklı geleneklerin birleştiği, rengarenk kültürlerin yan yana geldiği ve yeşilin her tonunu barındıran doğası ile Orta Çağ mistisizmine ev sahipliği yapan bu bölgenin vizesiz ziyaret edilebiliyor olması ise başlı başına bir güzellik.. Dönemin Avrupa'sından Osmanlı zamanına gelene dek inşa edilen bir çok önemli esere ve tarihi zenginliklere denk gelebileceğiniz Balkan Turu'nda antik kentlerden ahşap ve sevimli evlere, nehir kenarlarından yükselen mistik binalardan göz alıcı manastır ve müzelere kadar her şeyi bulabilmeniz mümkün.. Tabi yalnızca bunlarla değil, leziz mi leziz mutfağıyla da ünlü bir bölge burası.. Kısacası doğasıyla, mimarisiyle, tarihiyle, mutfağıyla, her şeyiyle keşfedilmesi gereken, buram buram tarih kokan topraklar Balkanlar..
Uygun fiyatlı oluşu ve samimi yaşantısıyla Balkanları süsleyen eşsiz bir güzellik Karadağ.. Özellikle erken rezervasyon yaptırdıysanız zaten uygun fiyatlı olan otellerde çok daha ucuza konaklama şansı bulabiliyorsunuz. İnsanlarına gelince ise öyle sıcakkanlı ve misafirperverler ki kendinizi kendi yurdunuzda gibi hissetmemeniz mümkün değil.. Tabi bir de Karadağ Turu denilince herkesin bahsetmeden geçemediği muazzam doğal güzelliklerinden söz etmek gerek.. Resmen bir görsel şölenden farksız olan Karadağ, güneyinde Adriyatik Denizi, kuzeyinde ise Sırbistan ile muhteşem bir konuma sahip.. Tarih ve doğanın kucaklaştığı bu güzelim şehri sevmemek için hiç bir neden yok! Üstelik şehir eğlenceleri ile de oldukça meşhur ve renkli! Tatilinizi şubat ayına denk getirirseniz Karadağ'daki çeşitli etkinliklere katılma şansı yakalayabilirsiniz! Bir de son olarak, buraya kadar gelmişken meşhur Karadağ mutfağından lezzetler tatmadan dönmeyin derim!
Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuş olan Belgrad, yemyeşil parkları ve sayısız adacıkları ile Balkan topraklarını güzelleştiren nadide şehirlerden bir tanesi.. Milattan önce "Keltler" adındaki bir topluluk tarafından kurulan şehir milattan sonra 1. yüzyılda Romalılar tarafından işgale uğramış ve günümüze gelene kadar bir çok tarihi olay atlatmış bir bölge.. Dolayısıyla Belgrad Turu'nuz sırasında şehirde attığınız her adımda tarih öncesi arkeolojik alanlardan yer altı tünellerine, Osmanı Hükümdarlığı'nın izlerinden Sırp Kraliyeti'ne, komünistlerin iktidara geliş hikayelerinden İkinci Dünya Savaşı'na kadar bir çok yansıma ile karşılaşmanız mümkün.. Etkileyici tarihi ve doğasının yanı sıra Belgrad diğer Balkan ülkelerine göre eğlence konusunda da fazlasıyla canlı bir şehir! Ben hem eğlenmek, hem öğrenmek, hem de tatil yapmak istiyorum diyenler için harika bir rota seçeneği diyebilirim! Yılda yaklaşık 100 ayrı festivale ev sahipliği yapan Belgrad'ı keşfederken çok eğleneceksiniz!
Osmanlı ve Avusturya-Maceristan gibi iki farklı topluluğun kültürüyle harmanlanan, başlıkta da bahsettiğim gibi biraz doğulu biraz batılı bir Balkan şehri burası.. Oldukça yoğun ve karmaşık bir tarihi dönemden geçen şehir defalarca kez farklı imparatorluklar tarafından yönetilmiş ve sahiplenilmiş olsa da günümüzdeki ismini Osmanlı Dönemi'nde almış.. "Balkanların Kudüsü" olarak da anılan şehir, çok kültürlülüğü ve barış ve hoşgörüyü ön plana koyuyor olmasıyla Balkanların bir nevi umut ışığı olarak anılmaya başlamış.. Güney Doğu Avrupa'nın en güvenli bölgesi olarak da bilinen bu şehirde gezilecek yerler ise anlat anlat bitmeyecek kadar çok.. Camileri, kiliseleri, müzeleri ve meşhur çarşılarıyla nam salmış Saraybosna'da dolaşırken mest olacaksınız! Özellikle Saraybosna Turu'nuz sırasında şehrin tarihi ve kültürel merkezi olarak bilinen ve 15. yüzyıldan günümüze kadar gelebilen Başçarşı'yı, Bosna Savaşı sırasında saklanabilmek için yapılan bir yer altı tüneli olan Saraybosna Tüneli'ni ve Osmanlı mimarisinin en göz alıcı eserlerinden biri olan meşhur Gazi Hüsrev Yadigar Camii'yi ziyaret etmeden dönmeyin!
Ve son olarak vizesiz gidebileceğiniz, her şeyiyle tam anlamıyla birbirine tezat olan detayları kalbinde barındıran bir şehirden bahsetmek istiyorum sizlere.. Bir yanında iç savaşın izlerini taşıyan derme çatma binaları, eli silahlı askerleri, rutin kontrolleri.. Öbür yanında lüks binalardan oluşan ışıl ışıl alışveriş merkezleri, adım başı rastlayabileceğiniz gökdelenleri.. Yine bir yanda camileri, öbür yanda kiliseleri.. Kısacası hem geleneksel hem modern bir şehrin yansıması diyebileceğimiz ender bölgelerden biri Lübnan.. Böyle anlatmış olmam sizi korkutmasın, her ne kadar savaştan izler taşıyan ve taşımaya devam eden bir şehir olsa da Lübnan'da da gün içinde hayat akmaya devam ediyor! Sanat galerileri, gece hayatı, butikleri, canlı müzikleri ile oldukça hareketli bir şehir burası! ...Özellikle Gammeyzah bölgesinde konaklıyorsanız bu bölgenin Downtown'dan bir farkı olmadığını söyleyebilirim.. Müslümanlar ve Hristiyanlar olarak ikiye ayrılan bu şehrin dilediğiniz bölgesinde eğlenebilmeniz mümkün. Ayrıca Beyrut Turu'nuz sırasında eğlenirken bir çok mimari yapıya ve görüntüsüyle iç ısıtan eski ve samimi dükkanlara rastlamanız olası! Şimdiden iyi seyahatler dilerim!