0850 303 0 733 Biz Sizi Arayalım
0850 303 0 733 Egzotik Turları 'mız arasında bulunan Tropik ormanları, masmavi denizi, bembeyaz kum plajları üzerinde uzanan palmiye ağaçları, Survivor yarışmasıyla ünlü Karayip Adası, vahşi ve doğal güzelliği, kaliteli tatil köyleri, harika plajları, kültürel hayatı, hindistan cevizi ağaçları, pembe tüylü flamingoları, rengarenk papağanları, balta girmemiş ormanları ve adeta şarkı söyleyen kuşlarıyla resmen bir cennet ülkesi Dominik Cumhuriyeti..
Avrupalıların Amerika kıtasında oluşturduğu ilk yerleşim yeri olan Dominik Cumhuriyeti, aynı zamanda ünlü kaşif Kristof Kolomb’un da ilk ayak bastığı yer olarak bilinmektedir. 1492 yılında keşfedilen ada, 18. Yüzyılın sonlarına kadar İspanya sömürgesinde kalmış ve 1821’de Dominik Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde Haiti birlikleri ülkeye el koymuş fakat 1844’te Hatitilerin işgallerine son vermesinin ardından ülke yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur.
Ülkede tropikal iklim hakim olmakla birlikte, sıcaklıklar bölgelere göre değişiklik göstermektedir. En fazla yağışı mayıs ve kasım aylarında alan bölgenin en sıcak dönemi ise Ağustos ayıdır. Ülkemiz ile arasında 7 saatlik bir zaman farkı bulunan ülkenin para birimi ise Dominik Pesosu’dur. Resmi dili İspanyolca olan bölgede yaygın olarak İngilizce’de konuşulabilmektedir. Kullanılan priz sistemi ise A, B tipi priz sistemidir.
Yeni Dünya’da inşa edilmiş ilk katedrale ev sahipliği yapması, Kristof Kolomb ile ilgili bir çok sanatsal müze barındırması, doğal güzellikleri, masmavi sahilleri ve tropikal havasıyla mutlaka görülmesi gereken bir Karayipler cenneti burası..
Diplomatik ya da Resmi pasaporta sahip Türk vatandaşları için Dominik Vizesiz Turlar arasındadır.
Santiago ve La Vega şehirlerinin yer aldığı merkez bölgesinde bulunan Central Sıradağları ve Cibao Vadisi arası en çok ziyaret edilen bölgelerden biri denilebilir. Dominik turunuz sırasında doğu kıyılarında dünyanın en güzel plajlarına sahip Punta Cana bölgesine ve dünyanın jet sosyetenin tercih etiği La Roman bölgesine mutlaka uğramalısınız.
Özellikle ülkenin kuzey kıyısı bulunan Puerto Plata, Cabarete ve Sosua’nın yer aldığı, altın renkli kumları, tropik ormanları, kıvrımlı dağlarıyla bu bölgeye resmen bayılacaksınız! Bölgenin dalış ve yüzme için olduğu kadar dağ bisikleti ve trekking gibi sporlara da elverişli olduğunu belirtelim. Las Galeras, Las Terrenas, Samana şehirlerinden oluşan, aynı zamanda beyaz balinaların yuvası olan kuzeydoğu kıyılarında ise altın renkli kumsallar ve mercan kayalıklarında güneşlenip, tropik ormanlarda unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.
Dominik Cumhuriyeti, Kristof Kolomb'un 5 Aralık 1492 tarihinde Yeni Kıtaya ilk ayak bastığı yerdir. Kolomb'un "Hispaniola" adını verdiği ada, adanın yerli halkı Taino'lar tarafından da Quisqueya olarak adlandırılıyordu ve nüfusları yaklaşık 600.000 civarında olduğu tahmin ediliyordu. Kolomb’un günlüğüne; "ormanlarla kaplı yüksek dağlar ve geniş nehirli vadilerle güzel bir cennet adası" olarak betimlediği Dominik adası, yani bugünkü Dominik Cumhuriyeti toprakları, Avrupalıların Amerika kıtalarında ilk oluşturdukları yerleşimdir.
Dominik Cumhuriyeti’nin bütün ruhu ülkenin müziğinde ve ulusal geçmişinde gizlidir desek yanılmayız. El yapımı puroları, müzik festivalleri, çeşitli karnavalı ile Dominik her zaman sanat dolu bir ülke olmuştur. Ayrıca ülke müzeler ve arkeolojik alanlara ev sahipliği yapmasının yanı sıra ülkenin geçmişini anlatan antikalar ve mücevherlerle doludur.
Dominikliler, ülkeleri kadar renkli ama bir o kadar sade tatları olan bir yemek kültürüne sahiptir. Hayvancılık gelişmiş olduğundan kırmızı et tüketilir. Baharat kullanımı gelişmiştir. Dominik mutfağı bol baharat, soğan, sarımsak kullanımı içermektedir. Ülke mutfağında tüm Karayip ülkeleri gibi pirinç ön plandadır ve mısır, bezelye gibi yiyeceklerle beraber pişirilir. Orta ve Güney Amerika mutfakları ile benzerlik gösteren yemek kültürlerinin ana malzemeleri; deniz mahsülleri ( bolca kabuklu deniz ürünü) , pirinç, siyah fasulye, et ve sebzelerdir. Hafif tatlar ve Hindistan cevizli lezzetler geniş yer tutar.
Kahvaltıda genellikle peynir, bacon ve yeşil muzla hazırlanan “mangu” yu mutlaka denemenizi öneririz. Mangu aynı zamanda Dominik mutfağında akşamları da servis edilebilen bir yemeğidir. Günün en önemli öğünü olan öğlen yemeğinde yenen ve pirinç, fasulye, et, sebze ve kızarmış muzdan oluşan La Bandera Dominicana mutlaka denenmesi gereken bir lezzet olarak size önerimiz olabilir. Bunlar dışında ise; İspanyol tarzı yapılan ve pirinç ile servis edilen "Sancocho"yu, ve kuşbaşı doğranmış bir tavuk yemeği olan Chicharrones de Pollo’yu tatmadan dönmemelisiniz.
Özellikle gün batımından sonra Dominik Cumhuriyeti’nde yepyeni bir hayat başlamaktadır. Punta Cana bölgesinde yaşanan gece hayatı, Dominik Cumhuriyeti’nin en iyilerindendir diyebiliriz. Sabahın erken saatlerine kadar, Karayip ritimleri ve dans müziği eşliğinde sınırsız eğlencenin tadını çıkarabilir, sayısız bar ve dans kulüplerinde çeşitli içkiler eşliğinde unutulmaz eğlenceler yaşayabilirsiniz. Ayrıca sadece akşam saatlerinde değil günün her saatinde bölgede eğlenenlere rastlayabilirsiniz.
Her yıl temmuzun son haftası yada ağustosun ilk haftasında yapılan Santo Domingo Merengue Festivali ülkenin en önemli müzik festivallerinden bir tanesidir. Ayrıca Dominican Republic Jazz Festival’de ülkenin bir diğer önemli müzik festivalidir, buraya kadar gelmişken festivallere katılmadan dönmemenizi öneririz.
Türkiye’den direk uçak seferleri bulunmayan ülkeye Avrupa’nın bir çok şehrinden aktarma yaparak ulaşabilirsiniz.
Ülkeye ulaşımda genellikle başkentte bulunan Santo Domingo Hava Alanı ve en önemli tatil bölgelerinden biri olan Punta Cana Hava Alanı kullanılmaktadır.
Dominik - Haiti ve Küba Turları 'mız lle bu muhteşem adaları tek seferde gezebilirsiniz.
