Toprakları üzerinde kayda değer bir iz bırakan binlerce yıllık tarihi ve kültürü, Arashiyama’da bulunan harika bambu ormanları, 800 binin üzerinde pembe, beyaz ve mor likeleri kalbinde barındıran tarlaları, rengarenk mevsim çiçekleriyle süslü doğası, etkileyici tapınakları, şehrin ambiyansını oluşturan nehirleri, ışık festivalleri ve her yanı kaplayan kiraz çiçekleriyle tam bir cennet bahçesini andıran Japonya..
Japonya adalarına ilk yerleşen topluluklar milattan önce 8000 yıl öncesinden başlayarak Kuzey Asya’dan geldikleri sanılan ve Üst Yontmataş devrinde yaşamış topluluklardır. 538 yılları civarında Budizm’in Japonya sınırlarına doğru gelmesi Japonya’nın tarihi döneminin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Asya'nın en doğu ucundaki konumu ve bir ada devleti olmasından dolayı yüzyıllar boyunca dış etkilere kapalı bir devlet yapısıyla idare edilen ülke, 10 Mart 1854'te, Komodor Matthew C. Perry ve ABD Donanması'na ait Siyah Gemiler, Kanagawa Sözleşmesi ile dış dünyaya açılmaya başlamıştır.
Japonya, muson bölgesi ile ılıman bölgenin birleştiği noktada yer alması sebebiyle okyanusun ve karasal hava akımlarının etkisi altındadır ve ülkede genelde dört mevsim birden yaşanmaktadır. Ülkemiz ile arasında 6 saatlik bir zaman farkı bulunan ülkede kullanılan para birimi ise Japon Yeni’dir. Resmi dili Japonca’dır. Kullanılan priz sistemi ise A, B tipi priz sistemidir.
Tapınakları, anıt mezarları, geyşaları, ikonik dağları, şirin konuk evleri, dünya klasmanında restoranları, doğal kaplıcaları, masmavi sularının çevrelediği plajları ile Japonya mutlaka görmeniz gereken bir Asya ülkesi..
Vizesiz Turlar arasında olan Japonya 'ya turistik olarak 90 gün sınırı ile vizesiz seyahat edebilirsiniz.
Japonya'nın başkenti Tokyo'da İmparator Meiji ve eşi İmparatoriçe Shoken'in ilahlaştırılan ruhlarına adanmış bir Şinto tapınağı olan, geleneksel Japon Nagare-zukuri mimari sitiliyle oluşturulan Meji tapınağı Japonya turunuz sırasında mutlaka görmeniz gereken yerlerden ilki oalbilir. 3,776 metre yüksekliğe sahip olması sebebiyle ülkenin en yüksek dağı olan, Japonya'nın sembollerinden biri haline gelen ve efsaneleşen, aynı zamanda aktif bir volkanik dağ olan Fuji Dağı’nı mutlaka görmenizi öneririz. En son 300 yılı aşkın bir süre önce volkanik hareket gösteren dağın, 2013 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi'ne dahil edildiğini de söylemeden geçmeyelim.
Budist inancın Rinzai mezhebine ait olan değerli bir mabet olan, Kyoto şehri'nin Kikoto ilçesi içinde yer alan meşhur Kinkakuji tapınağı da ülkenin önemli yapılarından bir tanesidir. 1994 yılından itibaren UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde kendine yer bulmayı başaran tapınak 15. yüzyılın ikinci yarısından sonra gerçekleşen savaşlarda ağır hasar görmüş olsa hala çok fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Tokyo'da Shinjuku ve Shibuya semtlerini arasında bulunan mükemmel bir bahçe ve park alanı olan, çoğu kiraz ağacı olmakla, lale ağacı, çınar, sedir ve selvi gibi toplamda yaklaşık 20 bin ağaca ev sahipliği yapan Shinjuku Gyoen Botanik Bahçesi’ni de görmeden asla dönmemelisiniz.
Japon paleolitik dönemi en erken MÖ 50.000'lerden, son buzul çağının son zamanları olan MÖ 12.000'lere kadar geniş bir dönemi kapsamaktadır. MÖ 38.000'den önce ortaya çıkan kalıntıların çoğu kabul edilmemiş ve pek çok tarihçi paleolitik dönemin 40 bin yıl önce başladığına inanmıştır. Japon adaları anakaradan MÖ 11.000 dolaylarında buz devrinin bitmesiyle ayrılmıştır.
Sanat alanında da oldukça etkin olan Japonya’nın sosyal, dini ve görsel etkilerinin sanat formları üzerinde pek çok etkileri bulunmaktadır. Japon sanatı genellikle toprak, soğuk renkleri doğayı barış ve huzurda ilişkide vurgulamak amacıyla kullanmaktadır.
Bizdeki mercimek çorbasını andıran, envai çeşidi bulunan ve içerisine farklı farlı sebzeler konarak hazırlanan Miso’yu mutlaka denemenizi öneririz. Ayrıca hepimizin bildiği, Asya Turları 'nın meşhur yemeği sushi 'yi yerinde yemeden dönülmemesi gereken yiyeceklerin başında gelmektedir. Envai çeşit balıktan yapılan sushi Japonlar için vazgeçilmez bir lezzet diyebiliriz. Bir tür çiğ balık olan Sashimi’de yine Japonya turunuz sırasında mutlaka denemeniz gereken muhteşem bir lezzettir.
Sebze ve balıkların kızartılmasıyla servis edilen, karidesli ve bal kabaklı çeşitleri bulunan bir yiyecek olan Tempura’yı da tatmadan dönmemenizi öneririz. Ayrıca farklı sebzelerin ve balığın krep benzeri bir hamurla kızartılmasından elde edilen Okonomiyaki’de bir başka lezzet seçeneği olabilir.
Özellikle kış aylarının en parlak etkinliği Sapporo’daki kar heykellerinin Şubat festivalidir. Turunuzu bu şenlik dönemine denk getirirseniz ünlü Japon animasyon filmlerinin gerçekçi buz saraylarına ve kahramanlarına hayranlık duyabilir ve geceleri usta bir aydınlatma eşliğinde buz ve kar heykellerini görme fırsatı yakalayabilirsiniz. Ayrıca konserlere ve kokteyllere katılarak saatlerce eğlenebilirsiniz.
Gece hayatı sevenler için özellikle Tokyo bölgesi bu konuda oldukça iyidir diyebiliriz. Harajuku, Kichijoi, Shinjuku, Omotesando, Ginza, Aoyama ve tabi Roppongi’nin bazı bölgelerinde sabahlara kadar eğlenebilirsiniz.
Uzak Doğu eğlencelerini merak ediyorsanız Hem Japonya hem de Güney Kore Turları 'nı kapsayan turlarımızı tavsiye ederiz.
Raylı sistemin kusursuz işlediği Japonya’da ülkenin hemen her yerinde tren rayı görmeniz mümkün. Ülke genelinde JR diye tabir edilen trenlere binerek şehirler arasında oldukça rahat ve kolay bir şekilde ulaşım sağlayabilirsiniz. Ayrıca Japan Rail Pass edinerek daha uygun fiyatlarla seyahat edebilirsiniz.
Ayrıca raylı sistemin yanı sıra daha maliyetli bir seçenek olan otobüsleri de tercih edebilirsiniz. Bir diğer alternatif ise Über olabilir.